22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

satdım dedi. Dün gelen arkadaşın kim idi diye sordu. Hâşim<br />

oğullarından biri idi, dedim. Hangi kabîledendir diye<br />

sor<strong>un</strong>ca, b<strong>un</strong>dan fazlasını bilmiyorum, diyerek cevâb vermedim.<br />

Tüccâr bana dedi ki: Sana bir şey söyliyeyim. Bu<br />

câriyeyi mağrib şehrlerinin en uzağından satın aldım. Ehl-i<br />

kitâbdan bir kadın bana, bu câriyeyi göstererek, bu kimindir<br />

diye sordu. Kendim için satın aldım, dedim. Hâyır, bu<br />

câriye senin olacak kabîlden değildir. O yer yüzünün en iyi<br />

insanının yanında olacakdır, dedi. Tüccârın anlatdıklarını<br />

dinledikden sonra, o câriyeyi Mûsâ Kâzım hazretlerine götürdüm.<br />

O câriyeden İmâm-ı Alî Rızâ “radıyallahü anh”<br />

dünyâya geldi.<br />

¥ İmâm-ı Alî Rızânın babası Mûsâ Kâzım “radıyallahü<br />

anh” şöyle anlatmışdır: Rü’yâmda Resûlullahı “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” gördüm. Emîr-ül mü’minîn hazret-i Alî “radıyallahü<br />

anh” de huzûrlarında idi. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, “Yâ Alî, senin bu oğl<strong>un</strong> Allahü teâlânın<br />

nûruyla bakar. Sözleri hikmetli ve her işde isâbetlidir. Hatâ<br />

yapmaz, âlimdir. İlm ve hikmetle doludur.” buyurdu.<br />

İmâm-ı Alî Rızânın “radıyallahü anh” menkıbeleri ve fazîletleri<br />

dillerde meşhûrdur ve kitâblarda yazılmışdır. Sayısız<br />

fazîletlerinden ve menkıbelerinden denizden damla misâli<br />

burada bir kaçını kısaca bildireceğiz.<br />

¥ Halîfe Me’mûn, İmâm-ı Alî Rızâyı “radıyallahü anh”<br />

velîahd edindi. Me’mûn ile görüşmek istediği zemân, hizmetciler<br />

ve kapıcılar onu karşılarlardı. Me’mûn<strong>un</strong> bul<strong>un</strong>duğu<br />

makâmın kapısında asılı olan perdeyi kaldırırlardı.<br />

İmâm-ı Alî Rızâ “radıyallahü anh” içeri girerdi. Hâlbuki bu<br />

hizmetciler ona muhâlif idiler. Bir gün aralarında onu karşılamamak<br />

ve kapıdaki perdeyi kaldırmamak için karar aldılar.<br />

İmâm-ı Alî Rızâ geldi. Hepsi oturuyorlardı. İster istemez<br />

yerlerinden sıçrayıp, karşıladılar ve perdeyi kaldırdılar.<br />

Sonra biz ne yapdık diyerek, karşılamayacaklarına ve perdeyi<br />

kaldırmayacaklarına dâir yeniden sözleşdiler. Bir gün<br />

İmâm-ı Alî Rızâ “radıyallahü anh” yine geldi. Kapıcılar ve<br />

hizmetciler yerlerinden kalkdılar ve selâm verdiler. Fekat<br />

– 370 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!