22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kuşların parçaları arasından ayrılıp, kendi başıyla birleşdi,<br />

cânlanıp önceki hâlini aldı. Diğer üç kuş da aynı şeklde cânlandılar.<br />

¥ Yine şöyle anlatılmışdır: Bir şahs Ca’fer-i Sâdık hazretlerine<br />

on bin akçe getirdi. Ben hacca gidiyorum. Bu parayla<br />

bana bir ev alınız. Hacdan dönüşde çoluk çocuğumla o evde<br />

oturayım, dedi. O şahs hacdan dönünce Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin<br />

huzûr<strong>un</strong>a gitdi. Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh”<br />

ona buyurdu ki: Sana Cennetde bir serây satın aldım. Komşularının<br />

birincisi Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”,<br />

ikincisi hazret-i Alî “radıyallahü anh”, üçüncüsü ve dördüncüsü<br />

hazret-i Hasen ve hazret-i Hüseyndir “radıyallahü anhümâ”.<br />

B<strong>un</strong><strong>un</strong> için sana sened yazdım. O şahs b<strong>un</strong>ları duy<strong>un</strong>ca,<br />

ben b<strong>un</strong>a râzı oldum, dedi. Evine gidince hastalandı.<br />

Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin yazdığı senedi göstererek, ölürsem<br />

bu senedi kabrime koy<strong>un</strong> diye vasıyyet etdi. Vefât edince,<br />

o senedi kabrinin içine koydular. Ertesi gün sabâhleyin<br />

senedi kabrinin üzerinde buldular. Senedin arkasında Ca’fer<br />

bin Muhammed “radıyallahü anh” va’d etdiği şeyde vefâ eyledi,<br />

va’dini yerine getirdi, diye yazılı idi.<br />

¥ Bir şahs Ca’fer-i Sâdık hazretlerinden, Allahü teâlânın<br />

kendisine çok mâl verip ve çok hac yapması için düâ etmesini<br />

istedi. Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh” o şahs için, yâ Rabbî,<br />

b<strong>un</strong>a elli hac yapacak kadar mâl ver diye düâ etdi. O şahs<br />

elli hac yapdı. Ellibirinci def’a hacca giderken Cuhfe denilen<br />

yerde gusl ederken, sel geldi ve orada vefât etdi.<br />

Hazret-i Zeydi “radıyallahü anh” şehîd edip, bir darağacına<br />

asdılar. Hakîm bin Abbâs Kelbî hazret-i Alîyi ve hazret-i<br />

Zeydi zemmeden iki beyt söyledi. Ca’fer-i Sâdık hazretleri<br />

bu beytleri işitince, ellerini kaldırıp, Allahım sözlerinde<br />

yalancı olan bu kimseye köpeklerinden birini musallat<br />

et diye, düâ etdi. Ümeyye oğulları, Hakîm bin Abbâs Kelbîyi<br />

Kûfeye gönderdiler. Giderken yolda bir aslan hücûm<br />

edip, onu parçaladı. Bu hâdise Ca’fer-i Sâdık hazretlerine<br />

haber verilince, secdeye kapanıp, Allahü teâlâya hamd ols<strong>un</strong><br />

ki, bize va’d etdiğini yerine getirdi, dedi.<br />

– 362 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!