22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ekliyoruz, dediler. Şimirin hanımı uyanıp, rü’yâsını oradaki<br />

kadınlara anlatdı. Sabâhleyin kocası Şimir gelip, hazret-i<br />

Hüseynin mubârek başını istedi. Hanımı vermedi. Artık<br />

seninle yaşayamam, beni boşa dedi. Şimir onu boşadı.<br />

Fekat mubârek başı yine vermedi. Ölürüm de yine vermem,<br />

dedi. Şimir kadını öldürdü ve hazret-i Hüseynin mubârek<br />

başını aldı. Hazret-i Hüseyn, hicretin altmışbirinci<br />

senesinde Muharrem ayının on<strong>un</strong>da ve Cum’a gününde şehîd<br />

edildi.<br />

Ehl-i Beyt imâmlarından bir kısmı anlatıldı. Diğerleri her<br />

ne kadar Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” görmediler<br />

ise de, o altın silsilenin kerâmetlerini ve üstün hâllerini,<br />

dedelerinden sonra anlatmak lâzımdır. Âlimler, ârifler ve<br />

ehl-i yakîn, izzetleri ve şerefleri sebebiyle onlara altın silsile<br />

adını vermişlerdir. Oniki imâmın menkıbeleri anlatıldıkdan<br />

sonra, Eshâb-ı kirâmın ba’zılarının menkıbeleri bildirilecekdir.<br />

İMÂM-I ZEYNEL’ÂBİDÎN ALÎ BİN HÜSEYN<br />

“radıyallahü anh”<br />

¥ Hazret-i Hüseynin “radıyallahü anh” oğludur. Oniki<br />

imâmın dördüncüsüdür. İsmi Alî, künyesi Ebû Muhammed<br />

ve Ebül Hasendir. Lakabları Seccâd ve Zeynel’âbidîndir.<br />

Hicretin otuzüçüncü senesinde Medînede doğdu.<br />

Annesi Şehr-i Bânû o devrin acem pâdişâhının kızıdır ve<br />

Nûş-i Revân-ı âdilin evlâdındandır. [Son Sâsânî hükümdârı<br />

Yezdecerdin kızıdır. (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının<br />

1126.cı sahîfesine bakınız!] İmâm-ı Zeynel’âbidînin vefâtı,<br />

hicretin doksandördüncü senesinde Muharrem ayının onsekizindedir.<br />

Hicrî doksanbeş senesinde vefât etdiği de<br />

söylenmişdir.<br />

Kendisine Zeynel’âbidîn denilmesinin sebebi şudur: Bir<br />

gece teheccüd nemâzı kılıyordu. Şeytân ejderhâ şekline girip,<br />

kendisini meşgûl etmek istedi. Hiç aldırış etmeyince,<br />

ayak parmağını ısırdı. Parmağı çok acıdığı hâlde, nemâzını<br />

bozmadı. Allahü teâlâ ejderhânın şeytân olduğ<strong>un</strong>u keşf ile<br />

– 339 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!