22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Evet üzülüyorum, dedim. Gözlerini aç bak, Allahü teâlâ ona<br />

ne yapacak buyurdu. Gözlerimi açdım, yine hazret-i Alî “radıyallahü<br />

anh” hakkında uyg<strong>un</strong>suz sözler söylüyordu. Birdenbire<br />

minberden düşüp öldü.<br />

İMÂM-I HASEN BİN ALÎ<br />

“radıyallahü anhümâ”<br />

¥ Emîr-ül mü’minîn hazret-i Hasen bin Alî “radıyallahü<br />

anhümâ” oniki imâmın ikincisidir. Künyesi Ebû Muhammeddir.<br />

Lakabı Takî ve Seyyiddir. Hicretin üçüncü senesinde Ramezân-ı<br />

şerîf ayının ortasında Medînede doğdu. İsm-i şerîfini<br />

Cebrâîl aleyhisselâm Cennet ipeklerinden bir ipeğe sarılı olarak<br />

Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” hediyye getirmişdir.<br />

Esmâ binti Umeys “radıyallahü anhâ” şöyle anlatmışdır:<br />

Hazret-i Hasenin ve hazret-i Hüseynin “radıyallahü anhümâ”<br />

ebesi ben idim. Hazret-i Hasen doğ<strong>un</strong>ca, Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” teşrîf etdi. Oğlumu getir yâ Esmâ<br />

buyurdu. Onu Resûlullaha verdim. Sağ kulağına ezân,<br />

sol kulağına ikâmet okudu. Hazret-i Alîye “radıyallahü<br />

anh” oğlum<strong>un</strong> adını ne koyd<strong>un</strong>, diye sordular. Hazret-i Alî,<br />

yâ Resûlallah, on<strong>un</strong> ismini koymakda sizin önünüze geçmem,<br />

dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ben de<br />

oğluma ism vermekde Rabbimden öne geçmem, buyurdu.<br />

O sırada hemen Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Yâ Resûlallah!<br />

Allahü teâlâ sana selâm ediyor ve Senin “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” ile Alînin “radıyallahü anh”, Mûsâ “aleyhisselâm”<br />

ile Hârûn “aleyhisselâm” gibi olduğ<strong>un</strong>uzu buyurdu.<br />

Oğl<strong>un</strong><strong>un</strong> adını Hârûn<strong>un</strong> “aleyhisselâm” oğl<strong>un</strong><strong>un</strong> adı gibi<br />

koy. On<strong>un</strong> adı Şenberdir. Ma’nâsı arabîde Hasen demekdir,<br />

dedi.<br />

Bir sene sonra hazret-i Hüseyn “radıyallahü anh” doğ<strong>un</strong>ca,<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yine teşrîf etdiler.<br />

Hazret-i Hüseyni “radıyallahü anh” kendilerine verdim.<br />

Onu yere koyup ağlamağa başladılar. Niçin ağlıyors<strong>un</strong>uz yâ<br />

Resûlallah, dedim. Bu oğlumu zâlim bir kavm şehîd edecek-<br />

– 324 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!