22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

en arkadaşımla hazret-i Osmânın evine girdik. Başı hanımının<br />

dizi üzerinde idi. Arkadaşım hanımına on<strong>un</strong> yüzünü aç,<br />

dedi. Hanımı maksadınız nedir, diye sordu. Yüzüne tokat vurmak<br />

için and içdim, dedi. Hazret-i Osmânın hanımı, On<strong>un</strong>,<br />

Resûlullah ile “sallallahü aleyhi ve sellem” sohbet etdiğini ve<br />

iki kızını nikâhladığını bilmiyormus<strong>un</strong> dedi ve dahâ birçok fazîletlerini<br />

saydı. Arkadaşım utanıp geri çekildi. Ben o sözlere<br />

aldırış etmedim. Yaklaşıp yüzüne bir tokat vurdum. Hanımı<br />

bana Allahü teâlâ senin günâhlarını afv etmesin, ellerin kurus<strong>un</strong><br />

ve gözlerin kör ols<strong>un</strong>, dedi. Henüz evin kapısından çıkmadan<br />

ellerim kurudu ve gözlerim kör oldu. Günâhlarımın afv e-<br />

dilmeyeceğinden de şübhem yokdur!<br />

¥ Hazret-i Osmân-ı zinnûreyn “radıyallahü anh” şehîd<br />

edilince, cinnîler, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

mescidinin damında üç gün ağlaşdılar. On<strong>un</strong> için mersiyeler<br />

söylediler.<br />

¥ Adî bin Hâtem “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır:<br />

Hazret-i Osmân bin Affânın “radıyallahü anh” şehîd edildiği<br />

gün, bir kimsenin şöyle dediğini işitdim: İbni Affânı ferâhlık,<br />

râhatlık, se’âdet ve Cennetdeki sayısız ni’metlerle ve<br />

Rabbinin rızâsıyla müjdeleyiniz, diyordu. Etrâfımıza bakdık,<br />

kimseyi göremedik.<br />

¥ Hazret-i Osmân bin Affân “radıyallahü anh” şehîd edilince,<br />

mu’ârızların kargaşasından, üç gün defn edilemedi.<br />

Gâibden şöyle bir ses işitildi: Onu defn ediniz, nemâzını kılmayınız,<br />

magfirete kavuşdu ve nemâzı kılındı.<br />

¥ Hazret-i Osmânı “radıyallahü anh” defn etmek için üç<br />

gün sonra Bakî’ kabristânına götürdüler. Arkalarında bir karartı<br />

gördüler ve korkdular. Karartı yaklaşınca, cenâzeyi bırakıp<br />

dağıldılar. O sırada karartıdan şöyle bir ses geldi.<br />

Korkmayınız, biz sizinle defnde bul<strong>un</strong>mak için geldik, dedi.<br />

Defnde bul<strong>un</strong>anlardan ba’zısı yemîn ederek onların melekler<br />

olduğ<strong>un</strong>u söylemişlerdir.<br />

¥ Bir hac kâfilesi, hac mevsiminde, hazret-i Osmânın “radıyallahü<br />

anh” kabrini ziyârete gitdiler. İçlerinden biri, hakîr<br />

görüp ziyâret etmedi. Kâfile selâmetle gidip dönerken, bir<br />

– 302 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!