22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

HAZRET-İ OSMÂN-I ZİNNÛREYN<br />

“radıyallahü anh”<br />

Hazret-i Osmânın künyesi İbni Abdüllah, lakabı Zinnûreyndir.<br />

Bu lakab, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

iki kızıyla evlenmesi sebebiyle verildi. Resûlullah, kızlarından,<br />

önce hazret-i Rukayyeyi ve on<strong>un</strong> vefâtından sonra da<br />

hazret-i Ümmü Gülsümü hazret-i Osmâna nikâh etdi. (Bir<br />

kızım dahâ olsa, onu da Osmâna verirdim. İnsanlardan hiç<br />

kimseye bir Peygamberin iki kızıyla nikâhlanmak nasîb olmamışdır)<br />

buyurdu. Yine Resûlullah “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem”, hazret-i Osmân için, “O hesâbsız Cennete girecekdir”<br />

buyurdu. Hazret-i Osmân Medîneye yarım fersâh uzaklıkda<br />

bul<strong>un</strong>an Rûme kuyus<strong>un</strong>u Ebû Abdüllah bin Mendereden<br />

otuz bin akçeye satın aldı. Ta’mîr etdirip, müslimânların<br />

istifâdesi için vakf etdi. Tebük gazâsında hava çok sıcakdı.<br />

Yiyecek ve binek çok azdı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem”, “Bu orduyu kim techîz ederse, o Cennete gider” buyurdu.<br />

Hazret-i Osmân b<strong>un</strong>u duy<strong>un</strong>ca, onbin dinâr getirdi.<br />

B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yâ<br />

Osmân, Allahü teâlâ senin geçmişdeki ve gelecekdeki, bir rivâyetde,<br />

gizli ve âşikâr günâhlarını afv etsin) buyurdu. Bir<br />

hadîs-i şerîfde de hazret-i Osmân için şöyle buyruldu: (Biliniz<br />

ki gökdeki meleklerin hayâ etdiği kimseden ben de hayâ<br />

ediyorum.)<br />

Beyt:<br />

Allaha ve Resûlüne düşmân olan, düşmândır kendine,<br />

Hayâsızdır düşmân olanlar, hayâ sâhibi Zinnûreyne.<br />

Emîr-ül mü’minîn hazret-i Ömer “radıyallahü anh” hicretin<br />

yirmiüçüncü senesinde, Zilhicce ayında, nemâzda iken,<br />

Mugîre bin Şu’benin “radıyallahü anh” kölesi Ebû Lü’lü Fîruz<br />

tarafından yaralandı. Şehîd olacağını anladılar. Hazret-i<br />

Ömer “radıyallahü anh” şehîd olmadan önce yaralı hâlde<br />

iken şöyle buyurdu: “Halîfeliğe en lâyık olan kimseler ş<strong>un</strong>lardır.<br />

Resûlullah onlardan râzı olarak vefât etmişdir. B<strong>un</strong>lar;<br />

Osmân, Alî, Zübeyr, Talha, Abdürrahmân bin Avf ve<br />

Sa’d bin Ebî Vakkâsdırlar “radıyallahü anhüm ecma’în”. Bu<br />

– 299 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!