22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dirdi. Hazret-i Ömer mektûbu okudu ve bir cevâb yazarak<br />

onların âdetlerini yapmamakla iyi etmişsin. Mektûbum<strong>un</strong><br />

içine bir parça kâğıd koydum. O kağıdı Nil nehrine bırak, diye<br />

yazdı. Amr bin Âs “radıyallahü anh” bu mektûbu aldı.<br />

Mektûb<strong>un</strong> içindeki kâğıdda şöyle yazılı idi: Allahın kulu<br />

Ömer bin Hattâbdan Mısrın Nil nehrine. Eğer b<strong>un</strong>dan evvel<br />

kendin akdığını zan ediyorsan akma! Eğer seni vâhid ve kahhâr<br />

olan Allahü teâlâ akıtıyor ise, vâhid ve kahhâr olan Allahü<br />

teâlâdan seni akıtması için düâ ederim, akıtmasını dilerim.<br />

Amr bin Âs “radıyallahü anh” o kâğıdı Nil nehrine bırakdı.<br />

Ertesi gün sabâhleyin, Nil nehrinin suyu onaltı arşın<br />

yükselerek akmağa başladı. Bir dahâ da önceki gibi suyu hiç<br />

kesilmedi. Mısr halkı sıkıntıdan kurtuldu.<br />

İmâm-ı Müstagfirî “rahmetullahi aleyh” kendisine kadar<br />

uzanan rivâyet zinciri ile nakl ederek şöyle buyurdu: Mûsâ<br />

aleyhisselâm Firavna beddüâ eyledi ve Allahü teâlâ Nil nehrinin<br />

suy<strong>un</strong>u kurutdu. Halk vatanını terk etmeğe başladı.<br />

Sonra toplanıp Mûsâ aleyhisselâma giderek, bizim için düâ<br />

et. Nilin suyu aksın, diye yalvardılar. Mûsâ aleyhisselâm îmâna<br />

gelirler diye, Nilin suy<strong>un</strong><strong>un</strong> yeniden akması için Allahü<br />

teâlâya düâ etdi. Sabâhleyin bakdılar ki, Nil nehrinin suyu<br />

on altı zra’ yükselmiş akıyordu. Allahü teâlâ Muhammed<br />

aleyhisselâmın ümmetinden hazret-i Ömere “radıyallahü<br />

anh” bu kerâmeti verdi.<br />

¥ Bir gün Medînede zelzele oldu. Hazret-i Ömer “radıyallahü<br />

anh” elindeki kamçı ile yere vurarak, Allahü teâlânın<br />

izniyle sâkin ol, dedi. Zelzele durdu ve Medînede bir dahâ<br />

zelzele olmadı.<br />

¥ Bir gün Medînede yangın çıkdı. Hazret-i Ömer “radıyallahü<br />

anh” bir saksı parçasına, ey ateş, Allahü teâlânın izniyle<br />

sâkin ol, diye yazıp ateşin içine koydu. Yangın hemen<br />

söndü.<br />

¥ Rûm meliki, hazret-i Ömere “radıyallahü anh” bir elçi<br />

göndermişdi. Elçi halîfenin evini sordu. Bir serây gösterileceğini<br />

zan ediyordu. Sahrâda kerpiç kesiyor, dediler. Elçi sahrâ-<br />

– 290 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!