22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ları su ile doldurdu ve bütün insanları suya kandırdı. Hazret-i<br />

Ebû Bekr iki sene dört ay veyâ altı ay halîfelik yapdı. Ölüm<br />

hastalığı sırasında Osmân bin Affâna “radıyallahü anh” yaz<br />

buyurarak, şöyle yazdırdı:<br />

(Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu Ebû Bekrin dünyâdan çıkacağı<br />

günlerin son ahdi ve âhırete gireceği günlerin ilk ahdidir.<br />

Kâfirin ve fâcirin inanacağı ve yalancının tasdîk edeceği<br />

bir gerçekdir ki, ben Ömer bin Hattâbı “radıyallahü anh” halîfe<br />

seçdim. Benim zannım şöyledir ki, şübhesiz o adâletle<br />

hükmeder. Herkes yapdığından mes’ûldür. Ben hayrı murâd<br />

eyledim. Gaybı bilmem. Zulm edenler yakında hangi dönüş<br />

yerine döneceklerini bileceklerdir.) Sonra bu yazı Eshâb-ı kirâmın<br />

büyüklerine arz edildi. Yazılı olanları kabûl edip bî’at<br />

etdiler. Rivâyet edilir ki, Ebû Bekrin “radıyallahü anh” hastalığı<br />

ağırlaşınca, pencereden insanlara hitâben, ey insanlar, ben<br />

size bir ahd eyledim, halîfe seçdim, ona râzı oluyor mus<strong>un</strong>uz,<br />

dedi. Evet râzı oluyoruz, cevâbını verdiler. Hazret-i Alî “radıyallahü<br />

anh”, Ömer bin Hattâbın “radıyallahü anh” halîfeliğinden<br />

başkasına râzı olmayız, dedi. Ebû Bekr “radıyallahü<br />

anh” da hayrlı ols<strong>un</strong>, buyurdu.<br />

¥ İbni Abbâs “radıyallahü anhümâ” şöyle anlatmışdır:<br />

Allahü teâlâ Eshâb-ı kirâma Medâyinin fethini, Emîr-ül<br />

mü’minîn Ömerin “radıyallahü anh” halîfeliği zemânında<br />

nasîb etdi. Ganîmet mallarını getirdiler, Resûlullahın mescidinde<br />

açdılar. Önce Hasen bin Alî “radıyallahü anhümâ”<br />

geldi. Yâ Emîr-el mü’minîn! Allahü teâlâ müslimânlara fetih<br />

nasîb eyledi. Ganîmet malından hakkımı ver, dedi. Hazret-i<br />

Ömer “radıyallahü anh” ona lütf ve ikrâmla hitâb etdi<br />

ve kendisine bin dirhem verilmesini emr etdi. Bin dirhem<br />

verdiler. Sonra hazret-i Hüseyn “radıyallahü anh” geldi.<br />

Ona da lütf ve ikrâmla hitâb edip, bin dirhem verilmesini<br />

emr etdi. Bin dirhem verdiler. Dahâ sonra kendi oğlu<br />

Abdüllah bin Ömer “radıyallahü anhümâ” geldi. Ey<br />

mü’minlerin emîri. Allahü teâlâ müslimânlara feth nasîb<br />

eyledi. Ganîmetden benim hakkımı da ver, dedi. Hazret-i<br />

Ömer ona da lütf ve ikrâmla hitâb etdi ve beş yüz dirhem<br />

– 286 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!