22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yı çaldı. Resûlullah, ey Enes, kapıya bak, buyurdu. Gidip<br />

bakdım. Hazret-i Ömer-ül Fârûk gelmişdi. Resûlullaha bildirdim.<br />

Kapıyı aç, geleni Cennet ile müjdele ve Ebû Bekrden<br />

sonra halîfe olacağını söyle buyurdu. Dahâ sonra kapı<br />

yine çalındı. Ey Enes, bak kimdir, buyurdu. Çıkıp bakdım.<br />

Hazret-i Osmân-ı zinnûreyn idi. Resûlullaha bildirdim. Kapıyı<br />

aç, onu Cennetle müjdele ve Ömer bin Hattâbdan sonra<br />

halîfe olacağını söyle ve Onu şehîd edecekler, sabr etsin,<br />

buyurdu.<br />

¥ Sefîne “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır: Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” mescid yapıyordu. Bir taş koydu<br />

ve Ebû Bekre “radıyallahü anh”, benim koyduğum taşın<br />

yanına bir taş koy, buyurdu. Sonra hazret-i Ömere “radıyallahü<br />

anh”, sen de taşını Ebû Bekrin taşının yanına koy, buyurdu.<br />

Sonra da b<strong>un</strong>lar benden sonra halîfelerimdir, buyurdu.<br />

¥ H<strong>un</strong>eyn gazâsında, harbin şiddetlendiği sırada, Cündeb<br />

“radıyallahü anh” Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

huzûr<strong>un</strong>a gelip, yâ Resûlallah, harb çok şiddetlendi. Eshâbından<br />

birini seçiniz, eğer size bir emr vâki’ olursa, onu seçelim.<br />

Eğer olmazsa, onu seçilmiş bilelim, dedi. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” işte Ebû Bekr, eğer bana bir şey<br />

olursa, onu bana halîfe olarak seçiniz. Ömer bin Hattâb benim<br />

dostumdur. O benim dilimden doğruyu söyler. Osmân<br />

bin Affân bendendir ve ben ondanım. Alî bin Ebî Tâlib benim<br />

dünyâda ve âhıretde kardeşim ve yoldaşımdır, buyurdu<br />

“radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”.<br />

¥ Sefîne “radıyallahü teâlâ anh” şöyle nakl etmişdir:<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: “Benden<br />

sonra halîfelik müddeti otuz senedir. Ondan sonra melikler<br />

saltanat sürer”. Ebû Bekr “radıyallahü anh” iki sene,<br />

Ömer “radıyallahü anh” on sene, Osmân “radıyallahü<br />

anh” oniki sene ve Alî radıyallahü anh” altı sene halîfelik<br />

yapdılar.<br />

¥ Bir gün Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” haz-<br />

– 263 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!