22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>un</strong>a gelen bir kimse titremeye başlayınca, titreme; ben pâdişâh<br />

değilim, buyurmuşdur.<br />

¥ Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” iki küreği<br />

arasında, sol omuz<strong>un</strong>a doğru nübüvvet mührü vardı. Bu bir<br />

parça et ve belirgin idi. Üzerinde pekçok kıllar vardı. İbni<br />

Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ”, o kıllarla Lâ ilâhe illallah<br />

yazılı idi, diye rivâyet etmişdir. Bir rivâyetinde de Lâ ilâhe illallah<br />

Muhammedün Resûlullah yazılı idi, demişdir.<br />

¥ Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” aklı, fehmi,<br />

ma’rifeti ve ilmi hiç kimseye nasîb olmayacak derecede çok<br />

fazla idi. B<strong>un</strong><strong>un</strong> en açık delîli, ümmî iken ve hiç kimseden<br />

birşey öğrenmediği hâlde, işleri, hâlleri, tavırları, sözleri, ahlâkı,<br />

ilmi ve fazîleti o derecede idi ki, hiç kimsenin aklı ve ilmi<br />

ona ulaşamazdı. Tevrâtda, İncîlde ve diğer ilâhî kitâblarda,<br />

suhuflarda bul<strong>un</strong>an sırları ve haberleri bilirdi. Hâlbuki<br />

ehl-i kitâbın âlimleriyle görüşmemiş, onlarla sohbet etmemiş<br />

ve onlardan birşey öğrenmemişdi. Geçmiş ümmetlerin<br />

hâllerini, keşf ehli hükemânın hikmetlerini çok iyi bilirdi.<br />

Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” sâdır olan misâller<br />

ve insanları gâyet iyi idâre etmesi, dînin hükmlerini anlatması,<br />

âdâb-ı şerîfesi, hisâl-i hamîdesi, aklının kemâline ve<br />

ilminin ziyâdeliğine delâlet eder. Nitekim On<strong>un</strong> bu hasletleri<br />

beşer tâkatının üstünde idi. Hilmi, hayâsı, cömerdliği, insanlara<br />

iyi mu’âmelesi, herkese karşı şefkati, za’îflere acıması,<br />

merhameti, adâleti, emîn olması, doğruluğu, afvı, mürüvveti,<br />

vefâsı, zühdü, kanâ’ati, tevâzu’u, alçak gönüllülüğü, akrabâyı<br />

ziyâreti sevmesi ve diğer üstün huyları ve vasflarıyla<br />

son derece kemâl üzere idi. Dahâ fazlasını düşünmek mümkin<br />

değildi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” üstünlükleri<br />

kitâblarda çok geniş anlatılmışdır. Biz burada az çoğa<br />

delîl ve damla denize işâretdir sözü gereğince kısaca bildirdik.<br />

¥ Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” en büyük<br />

mu’cizesi Kur’ân-ı kerîmdir. Kıyâmete kadar bâkî kalacakdır.<br />

İnsanların dilinde ok<strong>un</strong>acak ve sahîfelerde yazılı duracakdır.<br />

Hattâ Kur’ân-ı kerîm bir değil binlerce mu’cizedir.<br />

– 256 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!