22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ebû Talha çok fakîrdi. Bir iki gün hiç yemek yimeden geçirdiğimiz<br />

zemânlar olurdu. Bir gün annemin eline biraz arpa<br />

geçmişdi. O arpayı <strong>un</strong> yapdı ve iki ekmek pişirdi. Komşudan<br />

da biraz süt istedi. Bana haydi git, Ebû Talhayı çağır da berâber<br />

yiyelim, dedi. Ben yemek yiyeceğiz diye sevinerek dışarı<br />

çıkdım. Bir de bakdım ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellem” Eshâb-ı kirâm “rıdvânullahi teâlâ aleyhim<br />

ecma’în” ile oturuyorlardı. Huzûr<strong>un</strong>a yaklaşıp, yâ Resûlallah<br />

annem sizi çağırıyor, dedim. Kalkdılar, Eshâb-ı kirâma<br />

da kalkınız, buyurdular. Eve doğru yürüdük. Eve yaklaşınca,<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” babalığıma, ey Ebâ<br />

Talha, hiçbirşey hâzırladın mı ki bizi da’vet ediyors<strong>un</strong>uz, buyurdu.<br />

Ebû Talha “radıyallahü anh”, seni Peygamber olarak<br />

gönderen Allah hakkı için, dünden beri bir lokma yiyecek yimedim.<br />

Evde de yiyecek birşey olduğ<strong>un</strong>u zan etmiyorum,<br />

dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, “O hâlde Ümmü<br />

Selîm bizi niçin da’vet etdi eve bir bak!” buyurdu. Ebû<br />

Talha evine girdi ve hanımı Ümmü Selîme, Resûlullahı niçin<br />

da’vet etdin diye sordu. Hanımı iki arpa ekmeği pişirdim,<br />

komşudan da biraz süt aldım. Enese, baban Ebû Talhayı çağır,<br />

gel yiyelim diye söyledim, dedi. Ebû Talha dışarı çıkıp,<br />

durumu Resûlullaha anlatdı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” üzülmeyiniz, bizi evine al, buyurdu. Birlikde eve girdik.<br />

Resûlullah anneme, Ey Ümmü Selîm, o ekmekleri getir,<br />

buyurdu. Sonra mubârek elini ekmeklerin üzerine koydu.<br />

Ey Ebâ Talha! Eshâbdan on kişi çağır içeri gelsinler, buyurdu.<br />

Ebû Talha on kişi çağırdı. Resûlullah onlara otur<strong>un</strong>, Bismillâh<br />

diyerek benim parmaklarım arasından yiyiniz, buyurdu.<br />

O on kişi yiyip doydular. On kişi dahâ çağır buyurdu.<br />

Ebû Talha on kişi dahâ çağırdı, onlar da aynı şeklde yiyip<br />

doydular. Böylece yetmişüç kişi o yiyecekden yiyip doydu.<br />

Sonra bize, Ey Ebâ Talha ve ey Enes, geliniz yiyiniz, buyurdu.<br />

Resûlullah ile birlikde biz de yiyip doyduk. Sonra ekmekleri<br />

Ümmü Selîme verdi, al yi ve dilediğin kimseye de yidir,<br />

buyurdu.<br />

¥ Abdürrahmân bin Ebî Bekr “radıyallahü anhümâ” şöyle<br />

anlatmışdır: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile<br />

– 244 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!