22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Medîneden getirdim, dedim. Benim develerimi otlatan bir<br />

arkadaşım vardı. O sırada o da yanımda idi. Üzerinde eski<br />

bir elbise vardı. O hâliyle yürüyüp gitdi. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” bana bu arkadaşının üzerindeki elbisesinden<br />

dahâ iyi elbisesi yokmu diye sordu. Yâ Resûlallah!<br />

İki elbisesi dahâ var, ben vermişdim. Çantasında saklıyor<br />

deyince, arkadaşını çağır, o iyi elbiseleri giysin, buyurdu.<br />

Onu çağırdım. Gelip, çantasındaki elbiseleri giyinip gitdi.<br />

Sonra Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, arkadaşının<br />

hâlinin ne olacağını biliyor mus<strong>un</strong>? Allahü teâlânın on<strong>un</strong><br />

için takdîr etdiği ölüm bu harbde olacakdır, buyurdu. Arkadaşım<br />

bu sözleri işitip, yâ Resûlallah, Allah yol<strong>un</strong>da mı öleceğim<br />

diye sordu. Evet, buyurdu. O gazâda şehîd oldu “radıyallahü<br />

anh”.<br />

¥ Gazvelerden birinde Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” devesi kayboldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” Allahü teâlânın o deveyi geri göndermesi için düâ<br />

etdi. Allahü teâlâ bir kasırga gönderdi. Kasırga deveyi önüne<br />

katıp, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanına<br />

getirdi.<br />

¥ Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek elini<br />

Hanzala bin Huzeymin “radıyallahü anh” başının üzerine<br />

koydu. Resûlullah ona, “Allahü teâlâ sana bereketler versin”<br />

diye düâ etdi. Bir kimsenin yüzünde veyâ bir hayvanın<br />

memesinde şişlik olsa, Hanzala “radıyallahü anh” o şişliğe<br />

üfürür, sonra elini kendi başı üzerine koyarak, “Bismillâh<br />

alâ eser-i yed-i Resûlillah” derdi. Sonra elini o şişliğin üzerine<br />

sürerdi. Şişlik hemen kaybolurdu.<br />

¥ Habîb bin Füveyk “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır:<br />

Gözlerime beyâz perde inmişdi. Hiç görmezdi. Babam beni<br />

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûr<strong>un</strong>a götürdü.<br />

Gözlerine ne oldu diye sordular. Bir gün devemi sürerken,<br />

ayağım bir yılan yumurtasına dok<strong>un</strong>du. O ânda gözlerime<br />

ak indi, görmez oldu, dedim. Resûlullah “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” mubârek nefesleriyle iki gözüme üfürdüler. O<br />

ânda gözlerim görmeğe başladı. Habîb bin Füveyk seksen<br />

– 216 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!