22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

¥ Ümmü Seleme “radıyallahü anhâ” anlatmışdır: Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” vefât edince, elimi mubârek<br />

göğsüne koymuşdum. Haftalarca elim misk kokdu. Ne<br />

kadar abdest alırken elimi yıkasam da o misk kokusu elimden<br />

gitmedi.<br />

¥ Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefât edince,<br />

Eshâb-ı kirâm “radıyallahü anhüm ecma’în” diğer cenâzeler<br />

gibi mi, yoksa gömleği üzerinde iken mi yıkayalım diye tereddüt<br />

etdiler. O sırada hepsini bir uyku hâli basdırdı. Başlarını<br />

tutamayıp uyukladılar. O hâlde iken, hepsi birden Allahın<br />

Resûlünü gömleği içinde yıkayınız diye bir ses işitdiler.<br />

¥ Emîr-ül-mü’minîn Alî “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır:<br />

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” vasıyyeti<br />

üzerine, mubârek bedenini ben yıkadım. Benden başka kim<br />

mubârek vücûd<strong>un</strong>a baksa kör olurdu. Resûlullahın “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” mubârek bedenini yıkarken, sanki bana<br />

gaybdan yardım ederlerdi. Mubârek azâlarından birini yıkayıp<br />

temâmlayınca, vücûd<strong>un</strong>u çevirmekde üç kişi bana yardımcı<br />

olurdu. Hazret-i Alî, Resûlullahın cenâzesini yıkarken<br />

mubârek vücûd<strong>un</strong>da hiç yara bere görmedi. Anam babam<br />

sana fedâ ols<strong>un</strong>, hayâtın da memâtın da ne kadar güzel, dedi.<br />

¥ Emîr-ül-mü’minîn hazret-i Alînin “radıyallahü anh”<br />

hâfızası çok kuvvetli idi. B<strong>un</strong><strong>un</strong> sebebini sordular. Dedi ki:<br />

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” cenâzesini yıkarken<br />

göz çukurlarında bir mikdâr su birikmişdi. O suyu yere<br />

dökmeğe kıyamadım. Dilimle alıp içdim. İşte bendeki hâfıza<br />

kuvveti, o serçeşmenin bereketidir.<br />

¥ Hazret-i Alî “radıyallahü anh” şöyle bildirmişdir: Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” vefât edince, gâibden bir<br />

nidâ geldi. Esselâmü aleyküm yâ ehle beyt-i Resûlillah ve<br />

rahmetullahi ve berekâtühû! Her nefs ölümü tadacakdır. Ecrinizi<br />

kıyâmet gününde bulurs<strong>un</strong>uz, diyordu.<br />

– 200 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!