Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami
ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.
ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE
(Peygamberlik Müjdeleri)
Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.
Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:
1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.
2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.
3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.
4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.
5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.
6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.
7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.
8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.
9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ağaçların ve taşların bul<strong>un</strong>duğu yere git ve Allahın Resûlü<br />
birleşmenizi istiyor de, buyurdu. Gidip aynen söyledim.<br />
Onu insanlara hak Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâ<br />
için, o ağaçlar köklerinden sökülüp toprağı yararak, sıçraya<br />
sıçraya bir araya geldiler. Sanki hepsi bir tek ağaç gibi<br />
oldular. Taşlar da birbirinin üzerine çıkarak bir yerde toplanarak<br />
dıvâr oldular. Gelip durumu Resûlullaha bildirdim.<br />
Su getir buyurdu. Hemen suyu hâzırlayıp, Onlardan evvel<br />
götürdüm. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” abdest<br />
aldı. Sonra çadıra geri geldi. Ey Üsâme, o ağaçlara ve taşlara,<br />
Allahü teâlânın Resûlü geri yerinize gitmenizi istiyor.<br />
Yerlerinize gidiniz diye söyle, buyurdu. Buyurduğu gibi söyledim.<br />
Resûlullahı insanlara hak peygamber olarak gönderen<br />
Allahü teâlâ hakkı için, herbirisinin, sıçrayarak önceki<br />
yerine gitdiğini gördüm.<br />
¥ Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûr<strong>un</strong>a<br />
kurban etmesi için beş veyâ bir rivâyete göre altı deve getirdiler.<br />
Develer birbirinin önüne geçerek, Resûlullah önce beni<br />
kurban etsin, kesmeğe benden başlasın diye, Resûlullahın<br />
“sallallahü aleyhi ve sellem” yanına yaklaşmak için yarış etdiler.<br />
¥ Âişe-i Sıddîka “radıyallahü anhâ” şöyle anlatmışdır:<br />
Hicretin onbirinci senesinde, bir gece Resûlullah “sallallahü<br />
aleyhi ve sellem” yatağından kalkdı, dışarıya çıkıyordu. Ben,<br />
anam babam sana fedâ ols<strong>un</strong> yâ Resûlallah! Bu vaktde nereye<br />
gidiyors<strong>un</strong>, dedim. Bakî’ kabristânına gidiyorum. Orada<br />
bul<strong>un</strong>anlara magfiret için düâ edeceğim, böyle emr ol<strong>un</strong>du,<br />
buyurdu. Ebû Müveyhibe ve Ebû Râfi’ “radıyallahü anhümâ”<br />
Resûlullahın hizmetinde bul<strong>un</strong>anlardan idiler. Birlikde<br />
gitdiler. Ebû Müveyhibe şöyle anlatır: Resûlullah “sallallahü<br />
teâlâ aleyhi ve sellem” Bakî’ kabristânında uz<strong>un</strong> müddet<br />
kaldı. Orada yatanların magfireti için düâ etdi. Sonra Allahü<br />
teâlânın size verdiği ni’metler âfiyet ols<strong>un</strong>. Kapıları yüzünüze<br />
rahmet ile açılan serâylar size mubârek ols<strong>un</strong>. Dünyânın<br />
halka yüz tutmuş ve karanlık geceler gibi olan fitnelerinden<br />
kurtuld<strong>un</strong>uz. O fitnelerin sonu başına ulaşmışdır. Gelecek<br />
– 197 –