22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ul<strong>un</strong>dular. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” terkîsinden<br />

bir ok çıkarıp, bu oku o kuyuya bırakın, buyurdu. Bu<br />

hâdiseyi anlatan râvi şöyle nakl eder: Vallahi oku kuyuya atdıkdan<br />

sonra, bin dörtyüz kişi o kuyudan su içdik, bütün<br />

hayvânlarımızı suladık.<br />

(Sahîh-i Buhârî)de, Berâ bin Âzib rivâyetinde şöyle bildirilmişdir:<br />

Hudeybiyede Eshâb-ı kirâm susuzlukdan şikâyet<br />

etdiler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” kuy<strong>un</strong><strong>un</strong> kenârına<br />

geldi ve bir kova su istedi. O sudan abdest alıp, mubârek<br />

ağzının suy<strong>un</strong>u o kuyuya dökdü. Biraz sonra kuy<strong>un</strong><strong>un</strong><br />

suyu o kadar çoğaldı ki, bütün Eshâb-ı kirâm “rıdvânullahi<br />

aleyhim ecma’în” içip suya kandılar ve bütün develerini de<br />

suladılar.<br />

¥ Câbir bin Abdüllah “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır:<br />

Hudeybiye gününde halka susuzluk galebe çaldı. Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” yanında bir kırba su<br />

vardı. O sudan abdest aldı. B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine bütün Eshâb-ı kirâm<br />

Resûlullahın yanına toplandı. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” size ne oldu, ne lâzım buyurdu. Dediler ki,<br />

yâ Resûlallah! Ne abdest almağa, ne içmeğe bir damla suyumuz<br />

yok. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek<br />

elini abdest aldığı su kırbasının içine sokdu. Mubârek parmakları<br />

arasından çeşmeler akmağa başladı. Herkes o sudan<br />

içip kandı ve abdest aldı. Câbir bin Abdüllaha “radıyallahü<br />

anh” kaç kişi idiniz diye sorul<strong>un</strong>ca; eğer yüzbin kişi olsak o<br />

su yeterdi. Biz binbeşyüz kişi idik dedi.<br />

¥ Eshâb-ı kirâmdan biri şöyle anlatmışdır: Hudeybiyeye<br />

yaklaşdığımız sırada, Kureyşin bir öncü kuvvet gönderdiği<br />

haberi geldi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bizi<br />

Hudeybiyeye başka yoldan kim götürebilir, buyurdu. Anam,<br />

babam sana fedâ ols<strong>un</strong>, yâ Resûlallah, ben götürebilirim, dedim.<br />

Bir başka yoldan hareket etdik. O yolda biraz yürüdükden<br />

sonra, nice tepeler ve engeller önümüzde dümdüz oldu.<br />

Hiçbir tepeye rastlamadan Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” Hudeybiyeye ulaşdırdım.<br />

– 161 – Şevâhid-ün Nübüvve - F:11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!