22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

düşüp uyuyorduk. Eshâb-ı kirâmın hepsi bu hâlde idiler. Rufâa<br />

bin Râfi’ şöyle demişdir. O gece üzerime öyle uyku basdı<br />

ki, ihtilâm oldum, gusl etdim. Müşriklerin ordusu Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” yakınında konaklamışdı.<br />

Fekat korkularından hiçbiri kımıldayamıyordu. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” Ammâr bin Yâseri ve İbni<br />

Mes’ûdu “radıyallahü anhümâ” müşrikler hakkında haber<br />

getirmeleri için gönderdi. Gidip haber getirdiler. Yâ Resûlallah!<br />

Kureyşlileri öyle bir korku kaplamışdır ki, atları bir<br />

ses çıkarsa, atların başlarına vuruyorlar, dediler.<br />

¥ Emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü anh” Bedr gazâsının<br />

yapıldığı gün, Bedr kuyus<strong>un</strong>dan su çekiyordu. Şöyle anlatmışdır:<br />

Âniden kuvvetli bir yel esip geçdi. Böyle kuvvetli bir<br />

yel hiç görmemişdim. Arkasından bir kuvvetli yel dahâ esip<br />

geçdi. Öncekinden dahâ kuvvetli idi. Üçüncü olarak bir kuvvetli<br />

yel dahâ esip geçdi. İlk yel Cebrâîl aleyhisselâmın yeli<br />

idi. Yanında bin melek vardı. İkinci yel, Mîkâîl aleyhisselâm<br />

ve yanında bin melekle geçip giderken çıkardığı yel idi.<br />

Üçüncü yel, İsrâfîl aleyhisselâm ve yanında bul<strong>un</strong>an bin melek<br />

ile geçerken çıkardığı yel idi. Mîkâîl aleyhisselâm, Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” sağında duruyordu.<br />

Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” da orada idi. İsrâfîl<br />

aleyhisselâm sol tarafda duruyordu. Ben de orada idim.<br />

¥ İbni Abbâs “radıyallahü anhümâ” şöyle rivâyet etmişdir.<br />

Ensârdan biri Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

huzûr<strong>un</strong>a geldi ve şöyle dedi. Yâ Resûlallah! Müşriklerden<br />

birinin peşine düşdüm. Dahâ bir adım atmadan başımın üstünde<br />

bir kamçı sesi ile atını sür’atle süren müşriğin sesini<br />

işitdim. Bir de bakdım ki, yüzüstü düşmüşdü. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: O melek idi, gökden<br />

yardım için inmişdi. O gün Ebû Bürde “radıyallahü anh”<br />

da Resûlullahın huzûr<strong>un</strong>a üç kesik baş getirdi. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” memnûn oldu ve sağ elin dâimâ<br />

muzaffer ols<strong>un</strong>, buyurdu. Ebû Bürde; yâ Resûlallah! Bu başların<br />

ikisini ben kesdim. Üçüncü başı beyâz elbiseli, güzel<br />

yüzlü bir yiğit kesdi ve ben aldım, dedi. Resûlullah “sallalla-<br />

– 139 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!