22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şefâ’atcim ol Rabbimin huzûr<strong>un</strong>da,<br />

İyiliğe, kurtuluşa çağrıldığımda!<br />

İşlerimi çabuk bitirip, Mekkeye döndüm. Hazret-i Ebû<br />

Bekr “radıyallahü anh” ile karşılaşıp, Humeyrînin söylediklerini<br />

anlatdım. Evet, Allahü teâlâ Muhammed bin Abdüllahı<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” Peygamber olarak gönderdi.<br />

Huzûr<strong>un</strong>a git, dedi. O sırada hazret-i Resûl-i Ekrem “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” hazret-i Hadîcenin evinde idi. Oraya<br />

gidip girmek için izn istedim. İzn verildi, içeri girdim. Beni<br />

görünce tebessüm edip, iki hayrlı şeyden birini getirdin, buyurdu.<br />

Nedir deyince, yâ hediyye getirdin veyâ bir kimseden<br />

mektûb getirdin, buyurdu. Orada bul<strong>un</strong>anlara da, biliniz ki,<br />

Humeyrî mü’minlerin üstünlerindendir, buyurdu. Sonra ben<br />

kelime-i şehâdet söyleyerek müslimân oldum. Humeyrînin<br />

şi’rini okudum ve söylediklerini anlatdım. B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Beni<br />

tasdîk eden ve îmân eden, zemânımda bul<strong>un</strong>an ve bana gelen<br />

nice insanlar vardır ki, işte onlar gerçekden benim kardeşlerim<br />

ve dostlarımdır.) Abdürrahmân bin Avf bu hâdise<br />

ile alâkalı nice beytler söylemişdir. Bu beytler kitâblarda yazılmışdır.<br />

¥ Semhâc adlı Cinnînin kıssası: İbni Mes’ûd “radıyallahü<br />

anh” şöyle anlatmışdır: Bir gün Resûlullah “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” ile Safâ tepesine çıkdık. Müşrikler orada toplanmışdı.<br />

Ebû Cehl de aralarında idi. Müşrikler oradaki bir puta<br />

tapıyorlardı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” aralarına<br />

girip: Ey Kureyş cemâ’ati! Lâ ilâhe illallah diyerek<br />

îmân ediniz, dedi. B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine Velîd bin Mugîre, Ebû<br />

Cehle; Muhammedi utandırayım mı dedi. Ebû Cehl yemîn<br />

vererek mutlakâ b<strong>un</strong>u yap, dedi. Velîd bin Mugîre o putu<br />

boyn<strong>un</strong>a yaklaşdırarak, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” döndü ve: Ey Muhammed. Sen benim Rabbim şâh<br />

damarımdan dahâ yakındır, dersin. İşte benim rabbim de<br />

boynumdadır. Senin Rabbin nerededir, görelim dedi. Sonra<br />

putu yere koydu. Kureyşin müşrikleri puta secde etdiler. Puta<br />

ey tanrımız bize yardım et de Muhammedi öldürelim diye<br />

– 101 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!