19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nında iken, yalan söylememek ve kendisini medh ve senâ etmemek<br />

lâzımdır. Kabûl etmesi zan olunursa, nasîhat verilir. Zâlim,<br />

sana gelirse kalkmak, ayakda karşılamak câiz olur. Dînin izzetini<br />

ve zulmün kötülüğünü bildirmek için kalkmamak iyi olur. Mümkin<br />

ise, nasîhat yapılır. Zâlimden her zemân uzak kalmak dahâ iyidir.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Münâfık ile konuşurken, efendim, demeyiniz!)<br />

buyuruldu. Zâlime, kâfire hurmet etmek, saygı ile selâm vermek,<br />

üstâdım demek, küfr olur.<br />

Allahü teâlâya isyân edene (Fâsık) [kötü kimse] denir. Başkalarının<br />

isyan etmesine, fıskın yayılmasına sebeb olana (Fâcir) denir.<br />

Harâm işlediği bilinen fâsık sevilmez. Bid’ati, ya’nî bozuk inanışları<br />

yayanları ve dîni öğrenmeğe mâni’ olanları sevmek, günâhdır.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Fâsıkın fıskına mâni’ olmağa kudret varken, kimse<br />

mâni’ olmazsa, Allahü teâlâ, bunların hepsine, dünyâda ve âhıretde<br />

azâb yapar) buyuruldu. Ömer bin Abdül’azîz “rahime-hullahü<br />

teâlâ” diyor ki, (Allahü teâlâ, bir kimse günâh işlediği için, başkalarına<br />

da azâb yapmaz ise de, açıkca günâh işliyenler görülüp de,<br />

görebilenler mâni’ olmadığı zemân, hepsine azâb yapar). Allahü<br />

teâlâ, Yûşa’ Peygambere “aleyhissalâtü vesselâm” vahy eyledi ki,<br />

(Kavminden kırkbin sâlih kimseye ve altmış bin fâsık kimseye azâb<br />

yapacağım!). Yâ Rabbî! Fâsıklar, azâbı hak etmişdir. Sâlihlere<br />

azâb yapmanın sebebi nedir? dedikde, (Benim gadab etdiklerime,<br />

onlar gadab etmedi. Birlikde yidiler, içdiler) buyurdu. Mâlına, canına,<br />

evlâdına ve müslimânlara zarar geleceği, ya’nî fitneye sebeb<br />

olacağı zemân, bid’at sâhiblerine ve zâlimlere emr-i ma’rûf yapmak<br />

lâzım olmaz. Açıkca günâh işliyen fâsıkları, yalnız kalb ile sevmemek<br />

kâfîdir. Tatlı ve yumuşak sözlerle nasîhat vermek lâzım olur.<br />

Bir kimse, hem ibâdet yapar, hem de fısk yaparsa, dahâ çok<br />

yapdığının ismi verilir. İkisi müsâvî ise, ibâdeti bakımından sevilir.<br />

Fıskı bakımından sevilmez. Başkalarının da fıskına sebeb olan<br />

kimse, hükûmet memûrları tarafından men’ edilir.<br />

[Allahü teâlânın sevgisini kazanmak için, islâmiyyete uyana ve<br />

bir mürşidi sevene (Sâlih) [iyi insan] denir. Bu sevgiyi kazanmış olana<br />

(Velî) denir. Başkalarının da kazanmaları için çalışan Velîye<br />

(Mürşid) denir. (İslâmiyyetin aslı, temeli üçdür: İlm, amel, ihlâs.) İslâm<br />

ilmleri ikiye ayrılır. Din bilgileri, fen bilgileri. Dinde reformcular,<br />

din bilgilerine (Skolastik bilgiler), fen bilgilerine (Rasyonel bilgiler)<br />

diyorlar. Din bilgileri, ağaçdan armud düşer gibi, insanın kafasına<br />

bir yerden gelmez. Bir hakîkî mürşidin sözlerinden ve hâllerinden,<br />

hareketlerinden ve Ehl-i sünnet âlimlerinin (ilm-i hâl) kitâblarından<br />

öğrenilir. Kıyâmet yaklaşınca, hiçbir yerde hakîkî mürşid<br />

görülmiyecek, câhil, yalancı, fâsık din adamları çoğalacakdır. Bun-<br />

– 98 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!