19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zü meşhûrdur. [Zeheb, altın, zihâb, i’tikâd, mezheb de, işlerde tutulan<br />

yol demekdir.]<br />

Hased etmek, Allahü teâlânın takdîrini değişdirmez. Boşuna<br />

üzülmüş, yorulmuş olur. Kazandığı günâhlar da, cabası olur.<br />

Mu’âviye “radıyallahü anh”, oğluna nasîhat olarak, (Hasedden<br />

çok sakın! Hasedin zararları sende, düşmanınınkinden dahâ önce<br />

ve dahâ çok hâsıl olur) dedi. Süfyân-ı Sevrî “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyh” hased etmeyenin zihni açık olur, demişdir. Hiçbir hasedci<br />

murâdına kavuşmamışdır. Kimseden hurmet görmemişdir.<br />

Hased, sinirleri bozar. Ömrünün azalmasına sebeb olur. Esma’î<br />

diyor ki, bir köylüye rastladım. Yüzyirmi yaşında idi. Çok yaşamasının<br />

sırrını sordum. (Çünki, hiç hased etmedim) dedi. Ebülleys-i<br />

Semerkandî “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Üç kimsenin<br />

düâsı kabûl olmaz: Harâm yiyenin, gîbet edenin, hased<br />

edenin).<br />

Hased olunanın, dünyâda ve âhıretde, bundan hiç zararı olmaz.<br />

Hattâ fâidesi olur. Hased edenin ömrü üzüntü ile geçer. Hased etdiği<br />

kimsede ni’metlerin azalmadığını, hattâ artdığını görerek, sinir<br />

buhrânları geçirir. Hasedden kurtulmak için, ona hediyye göndermeli,<br />

nasîhat vermeli, onu medh etmelidir. Ona karşı tevâdu’ göstermelidir.<br />

Onun ni’metinin artmasına düâ etmelidir.<br />

HIKD<br />

16 - Hıkd, kalb hastalıklarının onaltıncısıdır. Hıkd, başkasından<br />

nefret etmek, kalbinde ona karşı kin, düşmanlık beslemekdir.<br />

Kendine nasîhat verenlere böyle kin beslemek harâmdır. Ona hıkd<br />

değil, itâ’at etmek lâzımdır. O, Allahın emrini yerine getirmişdir.<br />

Onu sevmek, hurmet etmek lâzımdır. Zulm edene karşı hıkd harâm<br />

değildir. Bir alacaklı ölse, bunun hakkı vârislerine ödenmese,<br />

kıyâmetde ödetilir. Zâlimi afv etmek efdaldir. Uhud gazâsında Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek yüzü yaralanıp,<br />

mubârek dişi kırılınca, Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”<br />

çok üzüldüler. Düâ et, Allahü teâlâ, cezâlarını versin dediler.<br />

(La’net etmek için gönderilmedim. Hayr düâ etmek için, her<br />

mahlûka merhamet etmek için gönderildim) ve (Yâ Rabbî! Bunlara<br />

hidâyet et. Tanımıyorlar, bilmiyorlar) buyurdu. Düşmanlarını<br />

afv etdi. La’net etmedi.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Sadaka vermekle mâl azalmaz. Allahü teâlâ,<br />

afv edenleri azîz eder. Allah rızâsı için afv edeni, Allahü teâlâ yükseltir)<br />

buyuruldu. Gülâbâdî diyor ki, bu hadîs-i şerîfde bildirilen<br />

sadaka, farz olan sadaka demekdir. Ya’nî zekât demekdir. Tevâ-<br />

– 78 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!