19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ce, bir günâh yazılır) buyuruldu.<br />

Kâfir [Allaha düşman] olmağa ve bid’at sâhibi olmağa niyyet<br />

etmek harâmdır. O anda, öyle olur. Çünki, bu iki niyyetin kendileri<br />

kötüdür. Kendileri harâmdır. Harâm işlemek düşüncesi ise, harâma<br />

sebeb olduğu için kötüdür. Düşüncenin kendisi kötü değildir,<br />

bunu işlemek, yapmak kötüdür. Kötülüğü işlemeyince, harâmlığın<br />

ve günâhın kalkması, Allahü teâlânın merhametindendir ve <strong>Muhammed</strong><br />

aleyhisselâm hurmetine, bu rahmet-i ilâhiyye onun ümmetine<br />

mahsûsdur.<br />

İnsan bir kimsede bulunan ni’metin ondan gitmesini istemeyip,<br />

kendisinde de bulunmasını isterse, hased olmaz. Buna (Gıbta) imrenmek<br />

denir. Gıbta güzel bir huydur. İslâmiyyetin ahkâmına,<br />

ya’nî farzları yapmağa ve harâmlardan sakınmağa ri’âyet eden, gözeten<br />

sâlih kimseye gıbta edilmesi vâcibdir. Dünyâ ni’metleri için<br />

gıbta etmek tenzîhen mekrûh olur.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, mü’min kuluna gayret eder.<br />

Mü’min de mü’mine gayret eder) buyuruldu. Allahü teâlâ, gayretinden<br />

dolayı, fuhşu harâm etmişdir. Allahü teâlâ, (Ey Âdem<br />

oğulları! Sizi kendim için yaratdım. Herşeyi de sizin için yaratdım.<br />

Senin için yaratdıklarım, seni, kendim için yaratılmış olduğundan<br />

men’ ve gâfil ve meşgûl etmesin) buyurmuşdur. Başka bir hadîs-i<br />

kudsîde, (Seni kendim için yaratdım. Başka şeylerle oyalanma!<br />

Rızkına kefîlim, kendini üzme!) buyurmuşdur. Yûsüf aleyhisselâmın,<br />

(Sultânın yanında benim ismimi söyle!) demesi gayret-i ilâhiyyeye<br />

dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebeb oldu. İbrâhîm<br />

aleyhisselâmın, oğlu İsmâ’îlin dünyâya gelmesine sevinmesi,<br />

gayret-i ilâhiyyeye dokunarak, bunu kurbân etmesi emr olundu.<br />

Allahü teâlânın çok sevdiklerine, ba’zı Evliyâya böyle gayret<br />

etmesi çok vâkı’ olmuşdur. (Gayret), bir kimsede olan hakkına,<br />

onun başkasını ortak etmesini istememekdir. Allahü teâlânın gayret<br />

etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına râzı olmamasıdır.<br />

Kulun vazîfesi, dilediğini yapmak değildir. Ona kulluk etmekdir.<br />

Onun emrlerine ve yasaklarına uymakdır. Her dilediğini yapmak,<br />

Allahü teâlâya mahsûsdur. Yalnız Onun hakkıdır. Kulun kendi<br />

dilediğini yapması, günâh işlemesi, Allahü teâlânın hakkına ortak<br />

olmak olur. Mü’minin, günâh işlemekde, kendisine gayret etmesi<br />

lâzımdır. Bu da, günâh işlerken heyecânlanması, kalbinin<br />

çarpıntısı, sıkılması ile olur. Mü’minin kalbi, Allahü teâlânın evidir<br />

ve güzel huyların yeridir. Kalbinde kötü, çirkin düşüncelere<br />

yer vermek, çirkinleri güzellere ortak etmek olur. Kalbin buna<br />

râzı olmaması, çırpınarak mâni’ olması, gayret olur. Ensârın reîsi<br />

olan Sa’d bin Ubâde “radıyallahü teâlâ anh”, Yâ Resûlallah “sal-<br />

– 73 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!