19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisi buna üzülür, bunu<br />

istemezse, bu günâh olmaz. Kalbde bulunan hâtıra, düşünce, günâh<br />

sayılmaz. Hâtıranın kalbe gelmesi insanın elinde değildir. Kalbinde<br />

hased bulunmasından üzülmezse veyâ arzûsu ile hased ederse,<br />

günâh olur, harâm olur. Bu hasedini sözleri ile, hareketleri ile<br />

belli ederse, günâhı dahâ çok olur. Hadîs-i şerîfde, (İnsan, üç şeyden<br />

kurtulamaz: Sû-i zan, tayere, hased. Sû-i zan edince, buna uygun<br />

hareketde bulunmayınız. Uğursuz zan etdiğiniz şeyi, Allaha<br />

tevekkül ederek yapınız. Hased etdiğiniz kimseyi hiç incitmeyiniz!)<br />

buyuruldu. Tayere, uğursuzluğa inanmakdır. Sû-i zan, bir<br />

kimseyi kötü zan etmekdir. Bu hadîs-i şerîfden anlaşılıyor ki, kalbde<br />

hased hâsıl olması, harâm değildir. Bundan râzı olmak, devâmını<br />

istemek, harâm olur. (Hadîka)da diyor ki, (Kalbe gelen düşünce<br />

beş derecedir: Birincisi, kalbde durmaz, def’ edilir. Buna (Hâcis)<br />

denir. İkincisi kalbde bir zemân kalır. Buna (Hâtır) denir.<br />

Üçüncüsü, yapmak ile yapmamak arasında tereddüd olunur. Buna<br />

(Hadîs-ün-nefs) denir. Dördüncü derece, yapması tercîh edilir.<br />

Buna (Hemm) denir. Beşinci derecede bu tercîh kuvvetlenip, karâr<br />

verir. Buna (azm) ve (cezm) denir. İlk üç dereceyi melekler<br />

yazmaz. Hemm, hasene ise yazılır. Seyyie ise, terk edilirse, sevâb<br />

yazılır. Azm olursa, bir günâh yazılır). İşlemezse, bu da afv olur.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna uygun<br />

hareket edilmedikçe afv olur) buyuruldu. İnsanın kalbine,<br />

küfr veyâ bid’at i’tikâdı olan bir düşünce gelince, bundan üzülür ve<br />

hemen red ederse, bu kısa düşünce, küfr olmaz. Fekat, senelerce<br />

sonra kâfir olmağa karâr verirse, hattâ bunu bir şarta bağlarsa dahî,<br />

karâr verdiği anda kâfir olur. Senelerce sonra bir kâfir ile evlenmeğe<br />

niyyet eden kadın da böyledir.<br />

[Harâmı işlemenin günâhı, işlemeğe karâr vermekden dahâ<br />

büyükdür. (Harâm), Allahü teâlânın yasak etdiği şey demekdir.<br />

Günâh, (ism) demekdir. Ya’nî, harâm işleyene karşılık verilecek<br />

cezâ demekdir. Günâh işlemek demek, cezâ ve azâb yapılmasına<br />

sebeb olacak bir şey yapmak, ya’nî harâm işlemek demekdir. (Sevâb),<br />

iyilik ve ibâdet yapana âhıretde verilecek iyi karşılık, mükâfât<br />

demekdir. Allahü teâlâ, dünyâda iyilik ve ibâdet yapanlara<br />

âhıretde sevâb vereceğini va’d etmişdir. İyilik ve ibâdet yapana<br />

âhıretde sevâb verilmesi, vâcib ve lâzım değildir. Allahü teâlâ,<br />

lutf ederek, merhamet ederek, bunlara âhıretde sevâb vereceğini<br />

va’d etmişdir. Allahü teâlâ, va’dinden dönmez, muhakkak yapar.]<br />

Hadîs-i şerîfde, (İnsan, harâm işlemeği kalbinden geçirir, Allahdan<br />

korkarak yapmazsa, hiç günâh yazılmaz. Harâmı işleyin-<br />

– 72 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!