19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

file] hac ve umre sevâbı verilir) buyuruldu. Hazret-i Hasen “radıyallahü<br />

teâlâ anh”, Sâbit Benânîye “rahime-hullahü teâlâ” bir hâcetini<br />

yapmasını diledi. Câmi’de i’tikâf ediyorum, başka zemân<br />

yaparım deyince, din kardeşinin ihtiyâcını gidermek için gitmenin,<br />

[nâfile] hac sevâbından dahâ hayrlı olduğunu bilmiyor musun<br />

dedi. Mevkı’ sâhiblerinin, muhtâc olanlara ve hocaların talebelerine,<br />

makâmları ile ve mâlları ile yardım etmelerinin çok sevâb<br />

olması, bu hadîs-i şerîfe dayanmakdadır. Nafakası, ya’nî bir<br />

günlük yiyeceği, içeceği olan kimsenin dilenmesi, tezellül olur,<br />

harâm olur. Bunun, bir günlük nafakası olmayan, başka bir kimse<br />

için veyâ borçlu için yardım toplaması tezellül olmaz. Fazla hediyye<br />

almak için, az bir şeyi hediyye vermek de, tezellül olur.<br />

Âyet-i kerîme böyle hediyye vermeyi men’ etmekdedir. Alınan<br />

hediyyenin karşılığını bundan fazla vermek efdaldir. Fekat fazla<br />

karşılık için hediyye vermek câiz değildir. Da’vet olunmadan ziyâfete<br />

gitmek de tezellüldür. Hadîs-i şerîfde, (Da’vet edilen yere<br />

gitmemek günâhdır. Da’vet olunmadığı yere gitmek hırsızlık etmek<br />

olur) buyuruldu. Nikâh sâhibinin da’vet etdiği yerde harâm<br />

şeyler yoksa, bu da’vete gitmek vâcib olur. Başka da’vetlere gitmek<br />

sünnetdir. Riyâ ve iftihâr için ya’nî gösteriş ve övünmek için<br />

yapılan da’vetlere gitmek câiz değildir. Bir menfe’ate kavuşmak<br />

düşüncesiyle, devlet adamları ile, hâkimlerle, zenginlerle arkadaşlık<br />

yapmak tezellül olur. Zarûretin müstesnâ olduğu yukarıda<br />

bildirilmişdi. Böyle kimselerle karşılaşınca ve bunlara selâm verirken<br />

eğilmek ve secde etmek de tezellüldür. Büyük günâhdır.<br />

İbâdet için eğilmek küfr olur. Yehûdîlerin selâm vermelerine<br />

benzemek olur. [Fakîr, muhtâc demekdir. İslâmiyyetde, havâyıci<br />

asliyyesinden mâ’adâ, kurban nisâbı mikdârı malı olmıyana (Fakîr)<br />

denir. Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Allahü<br />

teâlâdan istediği ve övündüğü fakîrlik, her zemân, her işde, Allahü<br />

teâlâya muhtâc olduğunu bilmekdir. Abdüllah Dehlevî “rahime-hullahü<br />

teâlâ”, (Dürr-ül-me’ârif) kitâbında buyuruyor ki,<br />

(Tesavvufda fakîr, murâdı olmıyan, ya’nî Allahü teâlânın rızâsından<br />

başka dileği olmıyan demekdir). Böyle olan kimse nafaka<br />

olmayınca, sabr ve kanâ’at eder. Allahü teâlânın fi’linden ve irâdesinden<br />

râzı olur. Allahü teâlâ emr etdiği için rızk kazanmağa<br />

çalışır. Çalışırken, ibâdetlerini terk etmez ve harâm işlemez. Kazanırken<br />

de, kazandığını sarf ederken de, islâmiyyete uyar. Böyle<br />

kimseye zenginlik de, fakîrlik de fâideli olur. Dünyâ ve âhıret<br />

se’âdetine kavuşmasına sebeb olur. Fekat, nefsine uyarak, sabr<br />

ve kanâ’at etmiyen kimse, Allahü teâlânın kazâ ve kaderine râzı<br />

olmaz. Fakîr olunca, az verdin diye, i’tirâz eder. Zengin olur-<br />

– 68 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!