19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

anlamakdır. Allahü teâlâ, dünyâ lezzetlerini yasak etmedi. Bunların,<br />

azgınca, taşkınca, zararlı olarak kullanılmasını yasak etdi.]<br />

BİRİNCİ CİLD, 72. ci MEKTÛB<br />

İnsana gelen marazlar, elemler, takdîr-i ilâhî ile gelmekdedir.<br />

Râzı olmak lâzımdır. İbâdetlere devâm, elemlere, hastalıklara<br />

sabr edilmelidir. Allahü teâlânın kereminden âfiyet beklemelidir.<br />

Mahlûklardan birşey beklememeli, herşeyin Hak teâlâdan geldiğini<br />

bilmelidir. Derdlerden, elemlerden kurtulmak için düâ ve istigfâr<br />

etmelidir. [Te’sîri, fâidesi kat’i olan sebeblere yapışmalı, sebeblerin<br />

te’sîrini Allahü teâlâdan beklemelidir.] Onun takdîri,<br />

irâdesi olmadıkca, kimse kimseye zarar veremez. Bununla berâber,<br />

sebeblere yapışmak, Peygamberlerin yoludur. [Esbâba teşebbüs<br />

etmemizi, tehlükelerden, zararlardan korunmamızı emr<br />

etdi. En büyük zarar, nefsimize ve islâm düşmanlarına aldanmakdır.<br />

Devletin yeni silâhlar yapması, milletin de devlete yardımcı<br />

olması lâzımdır. Sebeblerin te’sîrini Allahü teâlâdan taleb etmelidir.]<br />

BİRİNCİ CİLD, 127. ci MEKTÛB<br />

Mümkinin, ya’nî mahlûkların aslı, esâsı ademdir, yoklukdur.<br />

Kemâlât-i vücûdînin, ya’nî hakîkî mevcûdün kemâlâtının aksleri,<br />

görünmeleri ile var zan olunmakdadır. [Bütün mevcûdât, aynada,<br />

sinema perdesinde ve televizyon levhasında görünen şeyler gibidir.<br />

Bunlar, hakîkatde mevcûd değildirler. Hakîkatda mevcûd olan<br />

şeylerin aynadaki, perdedeki ve levhadaki hayâlleridirler. Bu şeyler<br />

yok olurlarsa, hayâlleri de yok olurlar.] Birer hayâl olan mümkin,<br />

kendini mevcûd ve kemâl sıfatlarına mâlik zan etmekdedir.<br />

Allahü teâlâ merhamet ederek, insan, asl mevcûdün kemâllerini ve<br />

kendindeki kemâllerin hiç olduklarını, hayâl olduklarını anlarsa,<br />

(fenâyı hakîkî) ile şereflenir. Kemâlâtın kendinden olduğunu, kendinin<br />

hayr menba’ı olduğunu zan ederse, hâin olur. Kulun kemâli,<br />

kemâl sâhibi olmadığını anlamasıdır. Mümkinin bu hakîkati görebilmesi,<br />

asla olan muhabbetinden hâsıl olur. Muhabbet aşırı olunca,<br />

muhib fânî olur, yok olur. Yalnız mahbûb mevcûd olur. Bunu<br />

anlıyabilene (Ârif) denir.<br />

BİRİNCİ CİLD, 182. ci MEKTÛB<br />

Sebeblere yapışmak lâzımdır. Bu ise, tevekküle muhâlif değildir.<br />

Sebeblerin te’sîr etmesinin Allahü teâlâdan olduğunu bilen<br />

ve te’sîri Allahü teâlâdan bekleyen ve te’sîri tecribe edilmiş fâide-<br />

– 559 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!