19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Irak memleketinin müftîsisin. Bilmiyorum demek, sana yakışır mı?<br />

dediklerinde, meleklerin üstünleri bilmiyoruz dediler. Benim söylememden<br />

ne çıkar, buyurdu. İmâm-ı Ebû Yûsüf “rahime-hullahü<br />

teâlâ”, bir sü’âle bilmiyorum deyince, hem Beyt-ül-mâldan ma’âş<br />

alıyorsun, hem de cevâb vermiyorsun, dediler. (Beyt-ül-mâldan,<br />

bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım,<br />

Beyt-ül-mâlda bulunanların hepsi yetişmezdi) dedi. Nefsine uymayan<br />

câhil ile arkadaşlık etmek, nefsinin esîri olan din adamı ile arkadaşlık<br />

etmekden iyidir. Din adamı olduğu için tekebbür etmek,<br />

câhil olmanın alâmetidir. Çünki, ilm, tevâdu’a sebeb olur, kibrden<br />

men’ eder.<br />

Tekebbür etmek harâmdır. Tekebbür, Allahü teâlânın bir sıfatıdır.<br />

Kibr ve Kibriyâ sıfatı, ona mahsûsdur. İnsan, nefsini ne kadar<br />

aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir. Kendine<br />

kıymet verenin, Allahü teâlâ katında kıymeti olmaz. Kibrin zararını<br />

bilmeyen kimse için âlim demek, yalan olur. İnsanın ilmi artdıkca,<br />

Allahü teâlâdan korkması artar. Günâh işlemeğe cesâret edemez.<br />

Bunun için, Peygamberler “aleyhimüsselâm”, tevâdu’ sâhibi<br />

idiler. Allahü teâlâdan çok korkarlardı. Kendilerinde kibr ve ucb<br />

gibi kötü huylar hiç yokdu. Küçüklere, fâsıklara ve fâcirlere karşı<br />

da kibrli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sâhibine karşı tekebbür etmek<br />

lâzımdır. Bir âlim, câhili görünce, bu, bilmediği için günâh işliyor.<br />

Ben ise, bilerek işliyorum, demelidir. Bir âlimi görünce, bu<br />

benden dahâ çok biliyor ve ilminin hakkını veriyor. İhlâs ile amel<br />

yapıyor. Ben böyle değilim, demelidir. Kendinden dahâ yaşlı bir<br />

kimseyi görünce, bu benden dahâ çok ibâdet etdi, demelidir.<br />

Gençleri görünce, bunların günâhı az, benim günâhlarım çok demelidir.<br />

Kendi yaşındakileri görünce, günâhlarımı biliyorum, onun<br />

ne yapdığını bilmiyorum. Bilinen kötülükleri tahkîr etmek lâzımdır,<br />

demelidir. Bir bid’at sâhibini veyâ kâfiri görünce, insanın hâli<br />

son nefesde belli olur. Acaba benim hâlim ne olacak, demeli, bunlara<br />

da tekebbür etmemelidir. Fekat, bunları sevmemelidir. Hele,<br />

küfrü, bid’ati yaymağa uğraşan (Dinde Reformcular), Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetine düşmandırlar. Sünnetin<br />

nûrlarını söndürmeğe ve bid’ati, dalâleti yaymağa ve Ehl-i sünnet<br />

âlimlerini “rahime-hümullahü teâlâ” kötülemeğe ve âyet-i kerîmelere<br />

ve hadîs-i şerîflere yanlış ma’nâlar vererek, islâmiyyeti içerden<br />

yıkmağa çalışmakdadırlar.<br />

[Kitâbevimizin bütün yayınları, Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime-hümullahü<br />

teâlâ” kitâblarından terceme edilmişdir. Kendi<br />

düşüncelerimiz değildir. Kitâblarımızın hepsinde, Ehl-i sünnet<br />

âlimlerinin “rahime-hümullahü teâlâ” büyüklüklerini, üstünlük-<br />

– 55 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!