19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mesi lâzımdır. Sözünün küfre sebeb olacağını bilmemesi özr olmaz.<br />

Veresiye satışda, paranın kıymeti değişse, sözleşilen mikdârda<br />

ödenmesi lâzım olur. Ödünç almak da böyledir. (Ukûd-üd-dürriyye)den<br />

terceme temâm oldu. İşbu tercemenin arabî aslı, Hakîkat<br />

Kitâbevinin basdırdığı (Habl-ül-metin) kitâbının sonuna ilâve olarak<br />

basdırılmışdır.<br />

İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, hazar bahsinin sonunda diyor<br />

ki, (Ba’zı yerleri altın ve gümüş ile kaplı eşyâyı, kaplı yerlerine<br />

temâs etmeden kullanmak câizdir. Üzerlerine temvîh, tılâ yapılmış,<br />

ya’nî yaldızlanmış ise, buna temâs ederek de kullanmak câizdir.<br />

Her kâfirin, müslimândan satın aldığını söyliyerek verdiği eti<br />

yimek câizdir. Mecûsîden, mürtedden satın aldığını söylerse, yinilmez.<br />

Zîrâ, bu sözleri dünyâlık işleri haber vermekdedir. [Çünki,<br />

eskiden kasablar kendileri kesip satarlardı.] Bu eti satın almış ise,<br />

bey’ bâtıl olmaz. Semenini kâfire öder. Bu eti müslimân veyâ mürted<br />

kesdi derse, inanılmaz. Zîrâ, bu söz din işini haber vermekdedir.<br />

Kâfirin, fâsıkın, mu’âmelâtdaki sözü kabûl edilir. Diyânâtdaki<br />

sözü kabûl edilmez. Diyânâtda âdil bir müslimânın sözü kabûl edilir.<br />

Mülk zâil olması için haber verenin iki kişi olması lâzımdır. Fâsıkın<br />

ve hâli bilinmiyenin mu’âmelâtdaki haberinin doğru olup olmadığı<br />

(Teharrî) edilir, araşdırılıp, kendi zann-ı gâlibine göre hareket<br />

eder. Bir âdil bir suya temiz dese, diğer âdil necs dese, tâhir<br />

kabûl edilir. Biri ete tâhir dese, diğeri necs dese, necs kabûl edilir.<br />

İki âdilin sözü bir âdile tercîh edilir. Tahtâvî “rahime-hullahü teâlâ”,<br />

(Merâk-ıl-felâh) hâşiyesi başında, (Teharrî) faslında diyor ki,<br />

([Dâr-ül-harbdeki veyâ ıssız bir yerdeki] bir ete, bir âdil müslimân,<br />

bunu mürted kesdi dese, diğer bir âdil müslimân ise, bunu müslimân<br />

kesdi dese, yimesi halâl olmaz. Çünki, bu hayvânın kendiliğinden<br />

ölerek veyâ dinsiz keserek, vurarak leş olması asldır, esâsdır.<br />

Müslimânın ahkâm-ı islâmiyyeye uygun kesdiği anlaşılınca [veyâ<br />

zan edilince, yimesi halâl olur. Dâr-ül harbde müslimân kasab aramalı.<br />

Bundan, bu niyyetle satın almalıdır.] halâl olur. Bu misâlde,<br />

müslimânın kesdiği anlaşılmamış, esâs olan harâmlık devâm etmişdir.<br />

Müslimânların ve dinsizlerin karışık olduğu bir yerde, ele geçen<br />

eti, müslimânın kesdiği anlaşılmadıkca, yimesi halâl olmaz.<br />

Çünki, harâm olması asldır, esâsdır. Harâmlığın gitmiş olduğu<br />

ise, şübhelidir. Müslimânlar çok ise, yimesi halâl olur. Bir suyun<br />

necs olması şübheli ise, temiz kabûl edilir. Çünki, suyun aslı temizdir.<br />

Malı harâm ile karışık olanın bu malını satın almak, alınan<br />

harâm malın kendisi olduğu bilinmedikce, câiz olur. Çünki, malının<br />

aslının nasıl olduğu bilinmemekdedir. Bunun için, bundan satın<br />

almak mekrûh olur.) [Sığır, koyun, tavuk gibi eti yinen hayvân-<br />

– 549 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!