19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ca, fâidesini görmez.<br />

(Âhir zemânda ibâdet edenlerin çoğu din câhili olacakdır. Din<br />

adamlarının çoğu da fâsık olacakdır) hadîs-i şerîfinde bildirilen<br />

fâsık din adamları, dünyâlık ele geçirmek için, hükûmet adamları<br />

arasına karışacaklardır. Süfyân-ı Sevrî “rahime-hullahü teâlâ” diyor<br />

ki, Cehennemde ateşden bir vâdî vardır. Bu vâdîde, hükûmet<br />

adamları arasına karışan riyâkâr hâfızlar azâb göreceklerdir. Yine<br />

Süfyân diyor ki, ilmde o kadar ilerledim ki, bir âyet-i kerîmeye<br />

otuzüç dürlü ma’nâ veriyordum. Sultânın ziyâfetine gitdim.<br />

Yidiğim lokmaların te’sîri ile bildiklerimin hepsini unutdum.<br />

<strong>Muhammed</strong> bin Seleme “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, dünyâ<br />

menfe’ati için hükûmet adamlarının kapısında bekliyen bir hâfızın<br />

hâli, pislik üzerine konmuş olan sineğin hâlinden dahâ kötüdür.<br />

(Allahü teâlânın ihsân etdiği ilmi, insanlara öğretmiyen kimseye,<br />

kıyâmet günü ateşden yular bağlanacakdır) hadîs-i şerîfi, yukarıda<br />

bildirilmişdi. İlmi, ehlinden saklayan din adamları böyle olacakdır.<br />

Nisâ sûresinin, (Mallarınızı sefîhlere vermeyiniz!) meâlindeki<br />

beşinci âyet-i kerîmesi, alçaklara, münâfıklara ilm öğretmeyi<br />

men’ etmekdedir.<br />

(İslâmiyyet her tarafa yayılacakdır. Hattâ, islâm tâcirleri, ticâret<br />

için büyük denizlerde serbest yolculuk yapacaklar ve gâzilerin<br />

atları başka memleketlere yayılacaklardır. Sonra, hâfızlar türeyecek,<br />

benden dahâ iyi okuyan var mı? Benden dahâ çok bilen var<br />

mı? diyeceklerdir. Cehennemin odunları bunlardır) hadîs-i şerîfinden<br />

anlaşılıyor ki, riyâ ile okumaları ve tekebbür etmeleri kendilerini<br />

Cehenneme sürükleyecekdir.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Âlim olduğunu söyliyen kimse, câhildir) buyuruldu.<br />

Her sorulana cevâb veren, her gördüğünden ma’nâ çıkaran<br />

ve her yerde bilgi satan kimse, câhilliğini ortaya koyar. Bilmiyorum,<br />

öğrenip de söylerim diyen kimsenin, derin âlim olduğu<br />

anlaşılır. Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem”, en kıymetli<br />

yer neresidir, denildikde, (Bilmiyorum, Rabbim bildirirse söylerim)<br />

demişdir. Bunu Cebrâîl aleyhisselâma sormuş, ondan da, aynı<br />

cevâbı almışdır. O da, Allahü teâlâya sormuş, (Mescidler)dir<br />

cevâbını almışdır. A’râf sûresinin (Afv et ve ma’rûfu emr et)<br />

meâlindeki yüzdoksansekizinci âyet-i kerîmesi gelince, Cebrâîl<br />

aleyhisselâmdan bunu açıklamasını istemiş, o da, Rabbimden öğreneyim,<br />

diyerek gitmişdir. Tekrâr geldiğinde, Allahü teâlâ,<br />

(Senden uzaklaşana yaklaş! Senden esirgeyene ihsân et! Sana<br />

zulm edenleri afv et!) emrini verdi dedi. Şa’bî “rahime-hullahü<br />

teâlâ”, kendisine sorulanlardan birine bilmiyorum deyince, sen<br />

– 54 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!