19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nisâbı hesâb eder. Fiyâtı en az olan Hamîd altını ise ve bir Hamîd<br />

altınının karşılığı binbeşyüz kâğıd lira ise, o gün için, kâğıd paranın<br />

zekât nisâbı: 13,3 x 1500 = 19950 lira olup, kırkbin liranın zekâtını<br />

altın olarak vermek lâzım gelir. Bunun zekâtı bin liradır. Fakîre,<br />

bin kâğıd liranın karşılığı olan bir yarım altın lira ile bir çeyrek altın<br />

veyâ bir altının üçde ikisi kadar, ya’nî yaklaşık beş gram ağırlığında<br />

bir altın parçası, meselâ bileyzik veyâ yüzük verir.<br />

Eski Libya hükûmeti, Evkaf müdirliğindeki ilm hey’eti tarafından<br />

çıkarılan aylık (Hedy-ül-islâmî) mecellesinin 1393 Ramezân<br />

[m. 1973] târîhli sayısında, şeyh Milâd Celâsî imzâsı ile diyor ki,<br />

(Evrâk-i mâliyyenin, ya’nî kâğıd paraların da zekâtını vermek lâzımdır.<br />

Kâğıd paraların nisâbı, zekât verecek kimsenin bulunduğu<br />

yerdeki hükûmetin çıkardığı altın lira karşılığındaki kıymetleri ile<br />

altın olarak hesâb edilir. Gümüş ile hesâb edilmez. Kâğıd paraların<br />

nisâbı, yalnız altın lira ile hesâb edilir. Çünki kâğıd paralar, altın<br />

karşılığı değerlenmekdedir.) Mısrdaki islâm âlimlerinden şeyh<br />

Abdürrahmân Cezîrînin riyâsetindeki bir hey’etin dört mezhebe<br />

göre yazdığı (Kitâb-ül-fıkh alel-mezâhib-il-erbe’a) kitâbı beş cild<br />

olup, basılması 1392 [m. 1972] de temâmlanmışdır. Hakîkat Kitâbevi<br />

tarafından İstanbulda ofset baskısı da yapılmışdır. Kâğıd paraların<br />

altın karşılığı borç senedi oldukları, bu kitâbda da uzun yazılıdır.<br />

Hulâsa, hükûmetin çıkarmış olduğu altın liralardan, piyasadaki<br />

geçer değeri en aşağı olanından onüç altın ve üçde bir altın karşılığı<br />

kadar veyâ dahâ fazla kâğıd parası olanın, bir arabî sene sonra,<br />

bu kâğıd paranın kırkda biri değerinde altını zekât olarak vermesi<br />

lâzımdır. [Bu kâğıd paraların altın karşılıklarının mikdârı,<br />

borsaya tâbi’ olarak, zemânla değişmekdedir.] Çünki, zekât fakîrlere<br />

olan borçdur. Her dürlü borç, zekât malından verilir. Zekât<br />

borcu, ayn olan malın kendisini fakîre temlik etmekle, ya’nî fakîrin<br />

veyâ vekîlinin eline vermekle ödenir. Kâğıd para olarak verilmez<br />

ve kabûl olmaz. Evvelce kâğıd olarak verilen zekâtları, altın<br />

olarak devr sûretiyle kazâ etmek lâzımdır. Mülkünde gümüşü de<br />

bulunan bir kimse, fakîrlere fâideli olmak için, nisâbı gümüşden<br />

hesâblıyabilirse de, bu takdîrde, kâğıd paranın zekâtını da, gümüş<br />

olarak vermesi lâzım olur ki, bu kadar gümüş para bulunsa da, fukarâya<br />

yaramaz. Bir kimse, yanındakine söyliyerek veyâ uzakda<br />

olana mektûbla yâhud birisi ile haber göndererek, (Benim için, şu<br />

kadar altın zekât ver. Ben sana sonra öderim) dese, o da altınları<br />

fakîrlere verse, câiz olur. Kendisine onbin kâğıd lira verilip veyâ<br />

gönderip, (Bu benim zekâtımdır. Bunu islâmiyyete uygun olarak,<br />

falanca hayr müessesesine [derneğine] ver!) diye emr alan kimse,<br />

– 536 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!