19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

üç gram ve üçyüzaltmış miligram [3,360 gram] olup, gümüşün nisâbı<br />

altıyüzyetmişiki gram [672 gram] veyâ yirmisekiz mecîdiyyedir.<br />

Bir mecîdiyye, yüz kırât-ı şer’î veyâ yirmidört gramdır. 96<br />

gram altın ve 672 gram gümüş, aynı nisâb mikdârını gösterdikleri<br />

için, kıymetleri birbirinin aynı demekdir. Buradan, altının aynı<br />

ağırlıkdaki gümüşden yedi def’a dahâ kıymetli olduğu anlaşılmakdadır.<br />

Türkiyede kullanılan bir liralık altınların her çeşidi birbuçuk<br />

miskal, ya’nî otuz kırât [7 gram ve 20 santigram] olduğundan<br />

altın nisâbı, [20:1,5=13,33] onüç aded altın lira ve bir liranın<br />

üçde biri olmakdadır. Ya’nî, bu kadar aded bir liralık altındır.<br />

Dirhem-i urfî, dirhem-i şer’îden dahâ küçük olup, tâm üç gram<br />

idi. Çünki, dirhem-i urfî onaltı kırât-ı urfî idi. Bir kırât-ı urfî ise,<br />

dört arpa idi. [İbni Âbidîn.] Osmânlıların son zemânlarında kullandığı<br />

bir kırât, yirmi santigram, bir dirhem de 3,207 gram idi.<br />

Ticâret eşyâsının, nisâbı hesâb edilirken alış fiyâtının, para olarak<br />

kullanılan damgalı altına veyâ gümüşe nazaran kıymetleri nisâb<br />

mikdârı olunca, bu ticâret eşyâsının zekâtı, altın veyâ gümüş<br />

yâhud, ticâret eşyâsından verilir. Şimdi, alışverişde kullanılan kâğıd<br />

paralar altın lira karşılığı olan senedlerdir. Şimdi, gümüşün altına<br />

nazaran kıymeti, islâmiyyetdekinden, ya’nî yedide birden çok<br />

düşük olduğu için, zekât hesâblarının yalnız altın lira ile kıymetlendirilmesi<br />

lâzımdır. [(İbni Âbidîn) 1271 Bulak baskısı, cild 4, sâhife<br />

28 ve 182.]<br />

Alacağı olan bir insanın, elinde senedleri varsa, zekâtını vermesi<br />

lâzımdır. Fekat, senedlerin kırkda birini veremez. Çünki senedler<br />

(deyn) olan, ya’nî elde bulunmıyan malı gösterir. Deyn olan<br />

malın zekâtını vermek lâzımdır. Fekat zekât, (ayn) olarak verilir.<br />

Deyn olan mal verilmez. Ya’nî elde bulunan maldan verilir. Fakîre<br />

malı teslim etmek lâzımdır. Sened, ayn olan mal değildir, kâğıd<br />

parçasıdır. Senedde yazılı olan altın ise, altın vermesi, gümüş ise<br />

gümüş vermesi lâzımdır.<br />

Kâğıd liralar da ayn olan mal değildir. Deyn olan malı göstermekdedirler.<br />

Hükûmetlerin imzaladığı bir deyn senedidir ve altın<br />

karşılığıdırlar. Gümüş karşılığı değildirler. Elinde onbin liralık kâğıd<br />

parası bulunan bir kimse, bunun karşılığı olan altını bankaya<br />

veyâ sarrafa ödünç vermiş kimse demekdir. Elindeki kâğıd para, o<br />

altınların senedi demekdir. O hâlde, bu kimsenin, o altınların zekâtını<br />

ayn olarak vermesi, hem de altın olarak vermesi lâzımdır. Nitekim,<br />

fulûsun, ya’nî bakır paranın zekâtı kıymetinden verilir. Fulûs<br />

olarak verilmez. Bir malın kıymeti, piyasaya göre karşılığı olan altın<br />

lira adedi demekdir. Bunun için, kırkbin kâğıd lirası olan, gazetede<br />

yazılı altın fiyâtlarından fiyâtı en az olan altın lira üzerinden,<br />

– 535 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!