19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

du ki, (Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” öldükden<br />

sonra mu’cizeleri, Velîler de “kaddesallahü teâlâ esrârehümül’azîz”<br />

öldükden sonra kerâmetleri devâm eder. Bunun için, öldükden<br />

sonra da bunlara istigâse, tevessül edilir.) Abdülhay Şernblâlî<br />

de, Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” ile ve Evliyâ<br />

“kaddesallahü teâlâ esrârehümül’azîz” ile tevessülün câiz olduğunu<br />

uzun isbât etmekdedir. İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”,<br />

birinci cild sonunda buyuruyor ki, (Âlimlerin, Seyyidlerin, Velîlerin,<br />

umûma vakf edilmiş olmıyan yerdeki kabrleri üzerine türbe<br />

yapmak câizdir.) Beşinci cildde lebs faslında diyor ki, (Evliyânın,<br />

sâlihlerin kabrleri üzerine, sanduka, örtü, sarık sarmak mekrûh denildi.<br />

Bize göre, meyyite ta’zîm ve hurmete sebeb olmak, hakâret<br />

edilmemek, gâfillerin edebli olmaları için, bunlar câizdir. Ameller<br />

niyyete göredir.) Vehhâbîler, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere<br />

yanlış ma’nâ veriyorlar. Kendi anladıklarına inanmıyanlara kâfir<br />

diyorlar. [(Feth-ul-mecîd) adındaki vehhâbî kitâbında yazılı olan<br />

yalanlara ve iftirâlara, (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbımızda vesîkalarla<br />

uzun cevâblar verilmiş, kitâbın yazarı rezîl edilmişdir.]<br />

[Tenbîh: İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, bâgîleri anlatırken<br />

diyor ki, (Hâricî denilen kimseler, şübheli olan (birkaç ma’nâ<br />

çıkarılabilen) delîlleri te’vîl ediyorlar. Ya’nî ba’zı âyet-i kerîmelere<br />

ve mütevâtir olan hadîs-i şerîflere, açık ve meşhûr olmıyan<br />

ma’nâlar veriyorlar. Hazret-i Alînin “radıyallahü teâlâ anh” askerinden<br />

ayrılarak ona karşı harb edenler böyle idi. Hâkim ancak Allahdır.<br />

Hazret-i Alî, iki hakemin hükmüne uyarak, hilâfeti Mu’âviyeye<br />

“radıyallahü teâlâ anh” bırakmakla büyük günâh işledi, dediler.<br />

Onunla harb etmelerine bu yanlış te’vîlleri sebeb oldu. Kendileri<br />

gibi inanmıyanlara kâfir dediler. Hâricîler ve vehhâbîler gibi,<br />

şübheli delîlleri yanlış te’vîl ederek, kat’î delîle uymıyan iş yapanlara,<br />

müctehid olan fıkh âlimleri kâfir demediler. Bâgî, âsî, bid’at<br />

ehli olduklarını söylediler. Türkçede sapık, denilmekdedir. Delîllerde<br />

kat’î, (açık olarak) anlaşılan tek bir ma’nâya inanmıyan ise<br />

kâfir olur. Âlemin yok olacağına, ölülerin tekrâr dirileceklerine<br />

inanmamak böyledir. Alî ilahdır, Cebrâîl vahy getirirken yanıldı<br />

diyen de kâfir olur. Çünki bu sözler, te’vîl ederek, ictihâd için uğraşarak<br />

anlaşılan ma’nâlar değildir. Nefse uymakdandır. Hazret-i<br />

Âişeyi “radıyallahü teâlâ anhâ” kazf eden [ya’nî kötüleyen] ve babasının<br />

“radıyallahü teâlâ anh” sahâbî olduğuna inanmıyan da kâfir<br />

olur. Çünki ikisi de, Kur’ân-ı kerîmde açık olarak bildirilen delîli<br />

inkârdır. Fekat, hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömeri seb eden<br />

ve halîfeliklerine inanmıyanın te’vîli varsa, kâfir olmaz. Müslimânların<br />

mallarına, canlarına saldırmak gibi kat’î açık olan harâm-<br />

– 531 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!