19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İmâm-ı <strong>Muhammed</strong> “rahime-hullahü teâlâ”, (Çok içilince serhoş<br />

eden içkinin azı da harâmdır) buyurdu. Fetvâ da bunun üzerinedir.<br />

Başka ilâç varken, bunları ilâc olarak içmek de harâmdır. Hâricden<br />

kullanmak câiz ise de, necsdirler, uçmakla temizlenemez, yıkamak<br />

lâzımdır. [(El-fıkhü alel mezâhibil-erbe’a) kitâbında diyor ki,<br />

(Serhoş eden sıvıların hepsi, dört mezhebde de şerâb gibi galîz, fenâ<br />

necâsetdir. Hanefîde avuç içi yüzeyinden fazlası ile, diğer üç<br />

mezhebde görülebilen az mikdârı ile kılınan nemâz sahîh olmaz.<br />

Şâfi’îde ve hanefînin bir rivâyetinde, ilâc ve kolonya yapmakda<br />

kullanılan mikdârı, çok olsa da afv edilmiş olup, nemâzın sıhhatine<br />

mâni’ olmaz.)] Esrar, afyon, eroin gibi uyuşdurucu şeyleri keyf için<br />

yimek, içmek harâm olup, tedâvî için câizdir. Enîs-ül-vâizînin kelâmı<br />

temâm oldu. 380. ci sahîfeye bakınız!<br />

Sigaraya gelince, İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ” (Dürr-ülmuhtâr)<br />

şerhinde buyuruyor ki, (Tütüne halâl ve harâm diyenler<br />

oldu. Allahü teâlâ, her şeyi halâl edip sonra, harâmları bunlardan<br />

ayırmışdır. İslâmiyyetin harâm demediğine, kimse harâm diyemez.<br />

Tütün zâtında mubâh ise de, soğan gibi tabî’aten mekrûhdur.) Şâfi’î<br />

ulemâsı tütünü nafakadan addetmişdir. O hâlde, az mikdârda<br />

tütün içmeğe harâm diyen yanılıyor. İsrâf başkadır. O zemân gazete<br />

parası da isrâf ve harâm olur. Doydukdan sonra yimek de harâmdır.<br />

İbni Âbidîn (El-ukûd-üd-dürriyye) kitâbının sonunda, tütün içmek<br />

harâmdır diyenlerin sözünü red etmekde, tütünün mubâh olduğunu<br />

vesîkalarla isbât etmekdedir. Bu fetvâ kitâbının son kısmı,<br />

1977 senesinde İstanbulda, Hakîkat Kitâbevi tarafından (El-hablül-metin)<br />

kitâbının sonunda basdırılmışdır.<br />

Muâmelâtda, kâfir, fâsık sözüne inanmak câizdir. İbâdetlerde,<br />

yalnız âdil olan müslimâna inanılır. Âdil mi, fâsık mı belli değilse,<br />

zann-ı gâlib ile amel olunur. İslâm düşmanlarının yaldızlı, okşayıcı<br />

yalanlarına aldanarak, ibâdetleri değişdirmemelidir.<br />

Radyoya gelince: Radyo, sinema, televizyon ve kitâb ve gazeteler<br />

neşr âletleridir ve propaganda vâsıtalarıdır. Meselâ tabanca<br />

da bir âletdir. Bir kimse, tabancasını bir gâziye verirse, gâzi cihâd<br />

ederken, o kimse de sevâba girer. Yok eğer bir şakîye, yol kesiciye<br />

verirse, bu şakî cinâyeti işlerken, o kimse de günâha girer.<br />

Aynı tabanca, insanı hem sevâba, hem günâha sokduğu gibi, radyo,<br />

sinema ve gazeteler, müslimânlar tarafından idâre edilip, yalnız<br />

îmân, ibâdet, ilm, ahlâk, san’at, ticâret gibi Allahü teâlânın<br />

emr ve müsâade etdiği şeyleri bildirirlerse, câiz ve sevâbdırlar.<br />

Yok eğer bunlar kâfirlerin, mürtedlerin elinde olup da, dinsizlik<br />

neşriyyâtı yapar, müslimânlıkla alay eder ve bunlarda bid’at<br />

– 464 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!