19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

si böyledir. Ancak mu’cize ve kerâmet olarak âdetini bozmakdadır.<br />

İbâdetleri, Cennete girmek için sebeb yapdığını bildiriyor.<br />

Ya’nî, Cennet ni’metlerini ibâdetlere karşılık olarak yaratmışdır.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Hiç kimse Cennete, ibâdeti sebebi ile girmez) buyuruldu.<br />

Karşılık başkadır, sebeb olmak başkadır.<br />

Şeytân hîlelerinin onuncusu olarak, ibâdet yapmak ezelde takdîr<br />

edilmiş ise, mümkin olur. Allahü teâlânın takdîri değişmez.<br />

İbâdet yapmakda ve terk etmekde insanlar mecbûr olmakdadır,<br />

der. Şeytânın bu sözü bir evvelkinin aynıdır. Ezelde sa’îd denilenlere<br />

ibâdet yapmak nasîb olur. Şakî denilenlerin de terk etmeleri<br />

lâzım olur. Şeytânın bu hîlesine karşı, herşeyi ve insanların iyi, kötü<br />

her işini Allahü teâlâ yaratıyor ise de, insanlara ve hayvânlara<br />

(irâde-i cüz’iyye) vermişdir. İrâde-i cüz’iyye insandan meydâna gelir.<br />

Fekat, insan bunu yaratdı denilemez. Çünki irâde hâricde mevcûd<br />

birşey değildir. İnsanın kalbinde hâsıl olmakdadır. Hâricde<br />

mevcûd olan şeyin meydâna gelmesine (Halk etmek), yaratmak<br />

denir. Allahü teâlânın (İrâde-i külliye)si ise hâricde vücûdü var<br />

olan bir kuvvetdir. Allahü teâlâ, insanın ihtiyârî hareketini yaratmak<br />

için, insanın irâdesini sebeb kılmışdır. Bu şart olmasa da yaratır.<br />

Fekat bu şart ile, bu sebeb ile yaratması âdetidir. Peygamberlerinde<br />

“aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” ve Evliyâsında “kaddesallahü<br />

teâlâ esrârehümül’azîz” bu âdetini bozarak sebebsiz de yaratdığı<br />

çok görülmüşdür. Buna (Kerâmet) denir.<br />

İnsanların işleri yalnız irâde-i cüz’iyye ile meydâna gelmez.<br />

Ya’nî insanın her istediği vücûde gelmez. Yalnız Allahü teâlânın<br />

irâdesi ile de yaratmak âdeti değildir. Bunun için, insanlar işlerinde<br />

mecbûr değildirler. İnsan irâde eder. Hareket etmesini ister,<br />

kudretini kullanır, Allahü teâlâ da, irâde ederse, iş meydâna gelir.<br />

Şeytân, (İnsan, Allahü teâlâ isterse ibâdet yapar, istemezse<br />

yapmaz. O hâlde insan, işleri yapıp yapmamakda cebr olunmakdadır.<br />

İnsan çalışsa da, çalışmasa da, ezeldeki kazâ ve kader hâsıl<br />

olacakdır) diyerek aldatmakdadır. İnsanın işleri ezeldeki takdîr<br />

ile meydâna geliyor ise de, meydâna gelmeleri için, önce kul irâde-i<br />

cüz’iyyesini kullanmakdadır. İşin yapılmasını veyâ yapılmamasını<br />

istemekdedir. İnsanın işlerini Allahü teâlânın ezelde takdîr<br />

etmesi demek, insanın neleri irâde edeceğini bilmesi ve dilemesi<br />

demekdir. Bunları Levh-ül-mahfûzda yazmışdır. Böyle olduğu<br />

için, kulun mecbûr olması lâzım gelmez. Büyük islâm âlimi<br />

seyyid Abdülhakîm efendi, (Ezeldeki kazâ ve kader, Allahü teâlânın<br />

kullarının neleri yapmak istediğini ezelde bilmesidir. Neleri<br />

yapmasını ezelde emr etmesi değildir) buyurdu. Ya’nî kazâ<br />

ve kader, emr-i ezelî değildir, ilm-i ezelîdir. Ya’nî bir cebr-i mü-<br />

– 46 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!