19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mâni’ olmaz. Eceli gecikdirmez.<br />

Ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sihhatlı, râhat ve<br />

neşeli yaşamasına sebeb olurlar. Kalb nakli ve beyin, böbrek, ciğer<br />

gibi ameliyâtlar, aşılar, serûmlar, ölüme mâni’ olmaz. Ömrü olanlara<br />

fâideli olur. Eceli gelen çok kimsenin ameliyât esnâsında öldüklerini<br />

bilmiyen yokdur. Düânın kabûl olması için, istenilen şeyin<br />

sebebine yapışmak lâzımdır. Allahü teâlâ, herşeyi sebeb ile yaratır.<br />

Tedbîr almak, sebebi aramak lâzımdır. Düâ edince, Allahü<br />

teâlâ sebebe kavuşdurur ve sebebde te’sîr, kuvvet yaratır. Evliyâya,<br />

sevdiklerine sebebsiz de verir. Buna (kerâmet) denir. Sebebe<br />

yapışmadan düâ etmek, Allahü teâlânın âdetine uymamak olur.<br />

Düâ, Allahü teâlâdan birşey istemek demekdir. Düâ, iki dürlüdür:<br />

1- Lafzî düâ, 2- Fi’lî düâ.<br />

1– Lafzî düâ, Allahü teâlâdan lafz ile, söz ile istemekdir. Bu düânın<br />

kabûl olması için şartlar vardır. Bu şartlar, düâ edenin müslimân<br />

olması, ihlâs sâhibi olması, nemâzlarına devâm etmesi, fâsık<br />

olmaması, ya’nî harâm işlememesi, üzerinde kul hakkı bulunmaması<br />

gibi şeylerdir. Bu şartlar bulunmıyanların düâları kabûl olmıyor.<br />

Sıkıntı içinde yaşıyorlar.<br />

2– Fi’lî düâ, istenilen şeyin sebebine yapışmakdır. Allahü teâlâ,<br />

herşeyi, bir sebeb ile yaratmakdadır. Allahü teâlâdan birşey isteyenin,<br />

bu şeyin yaratılmasına sebeb olan şeyi yapması lâzımdır.<br />

Meselâ, bir yeri ağrıyanın, ağrı kesici bir ilâc kullanması lâzımdır.<br />

Bu ilâcı kullanması, fi’lî düâ etmek olur. Fi’lî düânın kabûl olması<br />

için, sebebin te’sîrinin kat’î olması, iyi bilinmesi lâzımdır. Lafzî<br />

düâ ile fi’lî düâ birbirine uygun değilse, fi’lî düâ kabûl olur. Müslimânın,<br />

iyi ve câiz olan şeylerin sebeblerini bilip, düâ için, bu sebebleri<br />

yapması lâzımdır. Bu sebebler yapılınca, Allahü teâlâ, istenilen<br />

şeyi yaratır. Çünki, sebebleri yapılan şeyi yaratması, âdetidir.<br />

Aç olanın birşey yimesi, fi’lî sebebe yapışmak, fi’lî düâ etmek<br />

olur. (Düâ ediniz, kabûl ederim) buyurulması, fi’lî düâ etmeği emr<br />

etmekdedir.]<br />

123 - Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki,<br />

(Bir kişi geldi, Lokman hakîm hazretlerine sordu:<br />

- Yâ Lokman! Sen bu mertebeye nasıl erişdin?<br />

Lokman hazretleri buyurdu ki: Ben bu mertebeye üç şeyle erişdim:<br />

1- Emâneti yerine vermekle,<br />

2- Doğru söylemekle.<br />

3- Mâlâya’nîyi [ya’nî fâidesiz sözü] terk etmekle.)<br />

124 - Mü’mînûn sûresinin sekizinci âyetinde meâlen, (Emânet-<br />

– 458 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!