19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yedinci hîle olarak, ibâdetlere mâni’ olamıyacağını anlayınca,<br />

insana ucb, ya’nî ibâdetlerini beğenmek vesvesesi verir. Senin gibi<br />

akllı, uyanık kimse var mı? Bu zemânda, herkes gaflet uykusunda<br />

iken, sen ibâdet yapıyorsun, der. Buna karşılık, bu akl ve intibâh<br />

benden değildir. Rabbimin ihsânıdır. Onun ihsânı olmasa, ibâdet<br />

yapamam demelidir.<br />

Sekizinci hîle olarak, ibâdetlerini gizli yap. Allahü teâlâ, senin<br />

sevgini ve şerefini insanların kalbine yerleşdirir, diyerek gizli riyâya<br />

düşürmek ister. Buna karşılık, ben Allahü teâlânın kuluyum. O,<br />

benim sâhibimdir. İbâdetimi isterse beğenir, isterse red eder. İnsanlara<br />

bildirip bildirmemesine karışamam, demelidir.<br />

Dokuzuncu hîle olarak da, ibâdet yapmağa ne lüzûm var? İnsanların<br />

sa’îd ve şakî olacakları ezelde takdîr edilmişdir. Sa’îd olan,<br />

ibâdeti terk edince, afv edilir, Cennete gider. Ezelde şakî olan, ne<br />

kadar ibâdet yaparsa yapsın, fâidesi olmaz, muhakkak Cehenneme<br />

gider. O hâlde, kendini boşuna yorma! Râhatına bak, der. Buna<br />

cevâb olarak, ben kulum, kulun vazîfesi, sâhibinin emrini yapmakdır,<br />

demelidir. Buna karşılık, (Emri yapmayınca, azâb korkusu<br />

olursa, emri yapmak lâzım olur. Ezelde sa’îd olan için bu korku<br />

yokdur) derse, buna cevâb olarak da, Rabbim herşeyi bilir ve dilediğini<br />

yapar. Dilediğine hayr, dilediğine şer verir. Kimsede, Ona<br />

süâl sormak hakkı yokdur demelidir. İblîs, Îsâ aleyhisselâma görünerek,<br />

(Ezelde Allahü teâlânın takdîr etdikleri hâsıl olur) diyorsun,<br />

öyle mi? dedi. Evet, öyledir buyurdu. Öyle ise, kendini şu dağın<br />

tepesinden aşağı at. Eğer ezelde selâmetin takdîr edilmiş ise,<br />

sana birşey olmaz dedi. Cevâbında, ey mel’ûn! Allahü teâlâ kullarını<br />

imtihân eder. Kulun, sâhibini imtihân etmeğe hakkı yokdur,<br />

buyurdu. Şeytânın bu hîlesine karşı, (İbâdet yapmak fâidelidir.<br />

Çünki, ezelde sa’îd isem, sevâbların artması, derecelerin yükselmesi<br />

için ibâdetleri yapmak lâzımdır. Şakî isem, ibâdet yapmamak<br />

azâbından kurtulmak için, ibâdet yapacağım) demelidir. İbâdet<br />

yapmanın bana hiçbir zararı da olmaz. Çünki, Allahü teâlâ hakîmdir.<br />

İbâdet yapanlara azâb etmesi, Onun hikmetine yakışmaz. İbâdeti<br />

terk etmenin, ezelde sa’îd olana zararı olmasa bile, fâidesi<br />

yokdur. Böyle olunca, terk etmek nasıl tercîh edilir? Aklı olan<br />

kimse, fâideli olanı yapar. Fâidesiz olanı terk eder. Ezelde şakî<br />

isem, Rabbime itâ’at etmiş olarak Cehenneme girmeği, âsî olarak<br />

girmeğe tercîh ederim. Bundan başka, Allahü teâlâ, ibâdet edenleri<br />

Cennete sokacağını, ibâdet etmiyenlere Cehennemde azâb yapacağını<br />

va’d etmişdir. Allahü teâlâ va’dinde sâdıkdır. Va’dinden<br />

dönmiyeceği, söz birliği ile bildirilmişdir.<br />

Allahü teâlâ herşeyi sebeb ile yaratmakdadır. Âdet-i ilâhiyye-<br />

– 45 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!