19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

saygı göstermek lâzımdır.<br />

Fıkh ve fetvâ kitâblarının çoğunda, meselâ (Kâdîhân)da diyor<br />

ki, (Ezân okumak sünnetdir. İslâmın şi’ârından, alâmetlerinden<br />

olduğu için, bir şehrde, bir mahallede ezân terk edilirse, hükûmetin<br />

oradaki müslimânlara zorla okutması lâzımdır. Müezzinin Kıble<br />

cihetini ve nemâz vaktlerini bilmesi lâzımdır. Çünki, ezânı başından<br />

sonuna kadar Kıbleye karşı okumak sünnetdir. Ezân, nemâz<br />

vaktlerinin ve iftâr zemânının başladığını bildirmek için okunur.<br />

Bu vaktleri bilmiyenin okuması fitne çıkmasına sebeb olur.<br />

Aklı olmıyan çocuğun, serhoşun, delinin, cünüb olanın ve fâsıkın<br />

ve kadının ezân okumaları mekrûh olur. Müezzinin tekrâr okuması<br />

lâzım olur. Oturarak, abdestsiz, şehrde hayvân üstünde okumak<br />

da mekrûh ise de, bunların ezânı iâde edilmez. Ezân minârede veyâ<br />

mescidin dışında okunur. Mescidin içinde okunmaz. Telhîn,<br />

ya’nî kelimeleri bozacak şeklde uzatarak tegannî yapmak mekrûhdur.<br />

Arabîden başka dil ile ezân okunmaz.) (Hindiyye)de diyor ki,<br />

(Müezzinin, sesini tâkatinden fazla yükseltmesi mekrûhdur.) (İbni<br />

Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, (Ezânın uzaklardan işitilmesi<br />

için, müezzinin yüksek yere çıkıp okuması sünnetdir. Birkaç<br />

müezzinin, bir ezânı birlikde okumaları câizdir.) Âlimlerin bu yazılarından<br />

anlaşılıyor ki, ho-parlörle ezân, kamet okumak ve nemâz<br />

kıldırmak bid’atdir. Büyük günâhdır. Hadîs-i şerîfde, (Bid’at<br />

işliyenin hiçbir ibâdeti kabûl olmaz!) buyuruldu. Ho-parlörün sesi,<br />

insanın sesine çok benziyor ise de, insan sesinin kendisi değildir.<br />

Miknâtisin hareket etdirdiği levhalardan hâsıl olan sesdir.<br />

Yüksek yere çıkıp ayakda duran insanın sesi değildir. Ho-parlörleri<br />

minârenin, çatının sağına, soluna, arka tarafına koyarak, sesin<br />

kıbleye doğru çıkamaması da, ayrıca günâh olmakdadır. Sesin<br />

uzaklara ulaşmasına ve ho-parlörün tırmalayıcı, metalik sesine ihtiyâc<br />

da yokdur. Çünki, her mahallede mescid yapmak vâcibdir.<br />

Her mahallede ezân okunacak, her evden, mahallesinin ezânı işitilecekdir.<br />

Bundan başka, (Ezân-ı Cavk) da câizdir. Birkaç müezzinin,<br />

bir ezânı birlikde okumalarına, (Ezân-ı Cavk) denir. Bir arada<br />

çıkan yanık, hazîn insan sesleri, uzaklardan işitilmekde, kalblere<br />

ve rûhlara te’sîr etmekde, insanları vecde getirmekde, îmânlarını<br />

tâzelemekdedir. (İbni Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ”, nemâzın<br />

sünnetleri başında diyor ki, (İmâmın sesini, ihtiyâcdan fazla yükseltmesi<br />

mekrûh olduğu gibi, müezzin için de mekrûhdur. İmâmın<br />

sesi yetişdiği zemân, tekbîrleri müezzinin de bildirmesinin mekrûh<br />

olduğunu ve çirkin bid’at olduğunu, dört mezheb âlimleri<br />

sözbirliği ile bildirmişlerdir.) Bundan da anlaşılıyor ki, imâmın<br />

ve müezzinin ho-parlör kullanmaları tahrîmen mekrûh, ya’nî<br />

– 428 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!