19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Allahümme rabbe hâzihidda’vetittâmmeti vessalâtil kâimeti âti<br />

<strong>Muhammed</strong>enil vesîlete vel fadîlete veddereceterrefî’ate veb’ashu<br />

mekâmen mahmûdenillezî vaadtehu inneke lâ tuhlifül mîâd.”) Bu<br />

düâyı güzelce okuyan kimseye verilecek sevâb büyükdür.<br />

65 - Dînimize uygun okunan ezâna karşı ta’zîm ve hurmetde<br />

bulun! Ezân, yer yüzünde söylenen sözlerin en doğrusudur.<br />

Hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ” [Elliyedi senesinde, Medînede,<br />

altmışbeş yaşında vefât etdi.] Her zemân ezânı dinlerdi. Sordular:<br />

“Ey mü’minlerin anası, niçin ezân okunurken işini terk ediyorsun?”<br />

(Ben Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” işitdim,<br />

“Ezân okunurken iş işlemek dinde noksanlıkdır” buyurdu. Onun<br />

için ezân okunurken işimi terk ederim) dedi.<br />

Ebû Hafs Haddâd “rahime-hullahü teâlâ”, [264 de Nişâpurda<br />

vefât etdi] demircilik yapardı. Her ne zemân ezânı işitse, çekici yukarı<br />

kaldırmış ise, aşağıya indirmez, eğer çekiç aşağıda ise, yukarı<br />

kaldırmazdı. Bir kişi ile konuşuyor idiyse, hemen sözünü keser,<br />

ezânı dinlerdi. Nihâyet bu zât merhum oldu. Dostları, cenâzesini<br />

götürürlerken, müezzin minâreden “Allahü ekber” diyerek ezân<br />

okumağa başladı. Cenâzeyi götürenlerin ayakları yürüyemez oldu.<br />

Cehd ve gayretlerine rağmen, cenâzeyi götürmek mümkin olmadı.<br />

Nihâyet ezân bitdikden sonra, cenâzeyi götürmek mümkin oldu.<br />

Ezân-ı <strong>Muhammed</strong>îye ta’zîm ve hurmet edenler ve onun, harflerini,<br />

kelimelerini değişdirmeden, bozmadan ve tegannî etmeden, minâreye<br />

çıkıp sünnete uygun okuyanlar, yüksek derecelere vâsıl<br />

olacaklardır. İbni Âbidîn, nemâz bahsinin başında diyor ki, (Oturarak,<br />

tegannî ederek, câmi’ içinde, vaktinden evvel [ve ho-parlör<br />

ile] okunan ezân, islâm ezânı değildir.) Bunlar, sünnete uygun olarak<br />

tekrâr okunur.<br />

66 - Bir hadîs-i şerîfde, (Her kim ezân-ı <strong>Muhammed</strong>î sesini işitdiği<br />

zemân müezzin ile berâber hafifçe okusa, her harfine bin sevâb<br />

verilir, bin günâhı afv olur) buyuruldu.<br />

67 - Ezân-ı <strong>Muhammed</strong>î, ya’nî sünnete uygun okunan ezân büyük<br />

bir ni’metdir. Ta’zîm edilmesi lâzım gelen büyük lutf-i ilâhîdir.<br />

Ezân, İslâm dîninin doğuşunda yokdu. Eshâb-ı Güzîn “radıyallahü<br />

anhüm ecma’în” dediler ki, yâ Resûlallah “sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellem”! Nemâz vaktlerini bize bildirmek için bir şey<br />

olsa. O gece Eshâbdan Bilâl Habeşî “radıyallahü teâlâ anh” rüyâsında<br />

gördü ki, gökden iki kişi inip abdest aldılar. Biri ezân okudu<br />

ve kamet getirdi ve biri de imâm oldu. Nemâz kıldılar. Ondan<br />

sonra da, göklere doğru yükselip gitdiler. Bu rü’yâyı gelip Resûlullaha<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” söyledi. Resûl-i ekrem<br />

de, Eshâb-ı kirâm toplu bir hâlde iken, bu rü’yâyı nakl eylediler<br />

– 424 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!