19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mâzı kılacak kadar boş zemân geçince, bir misli artmakdadır. Çünki,<br />

nemâzı hemen kazâ etmek de farzdır. Bu müdhiş günâhdan ve<br />

azâbından kurtulmak için, dört vakt nemâzın sünnetlerini ve<br />

Cum’anın ilk ve son sünnetlerini kılarken, kılınmamış farz nemâzlarını<br />

da ve yatsının son sünnetini kılarken, üç rek’at vitr nemâzını<br />

da kazâ etmeğe niyyet etmelidir. Kazâyı gecikdirmek büyük günâhdır.<br />

Bu büyük günâh, her kazâ kılacak kadar zemân [ya’nî 6 dakîka]<br />

geçince bir misli artar. Kazâya kalan her nemâzın ilk kazâsı<br />

kılınınca, bu nemâzın kazâlarını gecikdirmek günâhlarının hepsi<br />

afv olur. (Tergîb-üs-salât)da diyor ki, hadîs-i şerîfde buyuruldu ki,<br />

(Bir nemâzı vaktinden sonra kılan, 80 hukbe yanacakdır). Bir hukbe<br />

80 senedir. Kazâ nemâzlarının cezâları, ilk günü 80 hukbe iken,<br />

sonraki günlerde, her altı dakîkada bir misli artar.)<br />

İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ” Nâfile nemâzları anlatırken<br />

diyor ki, (Sünnetler, farzlar ile ve vâcibler ile berâber ayrıca<br />

kılınan başka nemâzlar demekdir. Müekked olan ve müekked olmayan<br />

sünnetlerin hepsine nâfile nemâz denir. Çünki, farz ve vâcib<br />

olmıyan nemâzlar, nâfiledir. Nâfile denilen nemâzların hepsi,<br />

sünnet değildir. Sünnet nemâzı özrsüz ve devâmlı olarak terk<br />

eden, eğer sünnet olduğuna inanıyor, saygı gösteriyorsa küçük günâha<br />

girer. İnanmadığı, saygı göstermediği için kılmıyan ise, kâfir<br />

olur. Dinden olduğu zarûrî bilinen, ya’nî câhillerin de bildiği birşeyi<br />

inkâr eden de kâfir olur. Hanefî mezhebine göre, icmâ’ hâsıl olmuş,<br />

ya’nî dört mezhebde de aynı olan bir hükmü inkâr eden de<br />

kâfir olur. Müekked sünneti özrsüz devâmlı terk etmek günâhı, vâcibi<br />

terk günâhına yakındır. Devâmlı terk etmek dalâlet olur. Terk<br />

eden levm edilir, azarlanır. Farzlardan sonra kılınan sünnet nemâzlar,<br />

farzların içindeki sünnetlerden özr ile, meselâ unutarak<br />

terk edilen sünnetlerin yerine geçecek, böylece farzları temâmlıyacakdır.<br />

Yoksa, sünnet nemâzlar, hiç kılınmamış farzın yerine geçmez,<br />

terk edilmiş farzı temâmlamaz. Hadîs-i şerîfde, (Temâm kılınmamış<br />

olan bir nemâz sübhası ilâve edilerek temâmlanır) buyuruldu.<br />

Sübha, nâfile nemâz demekdir. [Görülüyor ki, farzlardan<br />

evvel ve sonra kılınan sünnetlere nâfile ismi verildi.] Sabâh nemâzının<br />

sünneti, diğer sünnet nemâzlardan dahâ kuvvetlidir. Buna<br />

vâcib diyen âlimler de vardır. Âişe “radıyallahü anhâ” diyor ki,<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” nâfile nemâzlar içinde en<br />

çok sabâh nemâzının iki rek’atına çok ehemmiyyet verirdi. [Görülüyor<br />

ki, hazret-i Âişe de, sünnet nemâzlara nâfile demekdedir.]<br />

(Öğle nemâzının farzından önce olan dört rek’at sünneti terk eden,<br />

şefâ’atime kavuşamaz!) hadîs-i şerîfi, Cennet derecesinin yükselmesi<br />

için olan husûsî şefâ’atime kavuşamaz demekdir. Çünki, umûmî<br />

şefâ’atine bütün müslimânlar kavuşacaklardır. Bir âlime süâl<br />

– 410 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!