19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

fazla ayırma. Aralarında dört parmak kadar bir mesâfe kalsın.<br />

Sübhânekeyi okumağa başla. Sübhâneke bitdikden, E’ûzü Besmele<br />

ve Fâtiha sûresini tâm olarak okudukdan sonra, Besmele okumayarak<br />

bir sûre veyâ üç âyet kadar bir âyet veyâhud üç âyet oku!<br />

Bunları bitirdikden sonra, (Allahü ekber) diyerek rükû’a eğilirsin.<br />

Dizlerinin kapaklarını avuçlarının içi ile kaplarsın. Bu esnâda sırtın<br />

tâm olarak düz ve başınla arkan aynı seviyede, düz bir şeklde<br />

olacakdır.<br />

Hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ” buyurdu ki: (Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” nemâz kılarken, rükû’a eğildiği zemân, o<br />

kadar düz dururlardı ki, eğer arkasında bir dolu kâse su olsa, imkânı<br />

yok dökülmezdi.) Yalnız kadınların rükû’da arkalarının tâm<br />

olarak düz olmaması lâzımdır. Düz olmağa yakın, fekat erkekler<br />

gibi tâm düz olmayacakdır. Bu ayrılığın dînî olduğu kadar, sıhhî<br />

önemi de vardır. Zâten yapdığımız bütün ibâdetlerde [dînimizin<br />

emretdiği gibi yapılan ibâdetlerde] birçok sıhhî ve içtimâî fâide ve<br />

hikmetler mevcûddur.<br />

Rükû’da gözler, iki ayak arasına bakacakdır.<br />

Rükû’da üç def’a “Sübhâne rabbiyel azîm” dedikden sonra,<br />

“Semi’allahü limen hamideh” diyerek doğrul ve dimdik olarak<br />

dururken: “Rabbenâ lekel hamd” de ve ondan sonra “Allahü ekber”<br />

diyerek secdeye git. (Ta’dîl-i erkân), rükû’dan doğrulunca,<br />

dik olarak râhat durmakdır. Yine bunun gibi, secdeden kalkınca,<br />

râhatca oturup, ondan sonra, ikinci secdeye gitmekdir. Böyle dik<br />

durmağa ve oturmağa (ta’dîl-i erkân) denir. Secdeye giderken evvelâ<br />

iki dizini, sonra ellerini yere koy. Burun ile alnın ikisi de yere<br />

konması lâzımdır. Şâyed, burnun yere değip alnın değmezse,<br />

veyâhud alnın değip burnun değmezse, İmâm-ı Ebû Yûsüf ve <strong>Muhammed</strong>e<br />

“rahime-hümallahü teâlâ” göre nemâz sahîh olmaz.<br />

İkisi de yere değmesi lâzımdır. Dirseklerini yere döşeme, (kadınların<br />

döşemesi lâzımdır). Karnını uyluklarından ayır, (kadınlar<br />

ayırmaz). Yere tahta, taş koyup, üzerine özrsüz secde etmek câiz<br />

değildir. [Bunların yüksekliği, yirmibeş santimetreden çok iseler,<br />

nemâz sahîh olmaz. Az ise mekrûh olur.] Secdede de üç kerre<br />

“Sübhâne rabbiyel-a’lâ” söyle ve “Allahü ekber” deyip başını<br />

kaldır, sağ ayağını dikip, uylukların üzerine otur. Burada sağ ayağın<br />

parmakları kıbleye karşı olsun. Râhatça oturdukdan sonra,<br />

tekrâr secdeye git ve evvelki secdede olduğu gibi, üç kerre tesbîh<br />

söyle. Ondan sonra “Allahü ekber” diyerek evvelâ başını, sonra<br />

ellerini, dahâ sonra da dizlerini yerden kaldır. (İhtiyâr veyâ özr<br />

sâhibleri müstesnâdır.) İki ellerini eskisi gibi, göbeğinin altına bağla.<br />

[Kadınlar göğüs üstüne kor.] Yalnız Besmele ile Fâtiha sûre-<br />

– 401 – İslâm Ahlâkı - F:26

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!