19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şöhret için va’z vermek, nasîhat etmek, kitâb yazmak da riyâ<br />

olur. (Va’z), emr-i ma’rûf ve nehy-i münker demekdir. Münâkaşa<br />

etmek, başkalarından üstün görünmek ve övünmek için ilm öğrenmek<br />

de, riyâ olur. Dünyâlık elde etmek, ya’nî mal, mevkı’ elde etmek<br />

için ilm öğrenmek de, riyâ olur. Riyâ harâmdır. Allahü teâlâ<br />

için olan ilm, Allahü teâlâdan korkmağı artdırır. Kendi ayblarını<br />

görmeğe sebeb olur. Şeytânın aldatmasına mâni’ olur. İlmini dünyâ<br />

kazancına, mâla ve mevkı’e kavuşmağa vâsıta eden din adamlarına<br />

(ulemâ-i sû’), ya’nî kötü din adamları denir. Bunların gideceği<br />

yer, Cehennemdir. Herkesin yanında sünnetlere uygun olarak,<br />

yalnız iken ise, edeblere uymıyarak yapılan ibâdetler, riyâ olur.<br />

Onbirinci maddenin sonuna bakınız!<br />

Yapılan ibâdetin sevâbını, ölü veyâ diri başkasına hediyye etmek<br />

câizdir. Hac, nemâz, oruc, sadaka, Kur’ân-ı kerîm, mevlid okumak,<br />

zikr ve düâ okumak sevâblarını başkasına hediyye etmek, hanefî<br />

mezhebinde câizdir. Bu ibâdetleri ücret karşılığı, pazarlık ederek<br />

yapmak câiz değildir. Allahü teâlâ için Kur’ân okuyup, verilen hediyye<br />

kabûl edilir. Mâlikî ve şâfi’î mezheblerinde, sadaka, zekât ve<br />

hac gibi mâl ile yapılan ibâdetlerin sevâbını hediyye etmek câiz olup,<br />

nemâz, oruc ve Kur’ân-ı kerîm okumak gibi beden ile yapılanları câiz<br />

değildir. Hadîs-i şerîfde, (Kabristândan geçen kimse onbir ihlâs<br />

sûresi okuyup, sevâbını kabrdekilere hediyye ederse, meyyitler adedince<br />

sevâb verilir) buyuruldu. Hanefî olan, sevâbını hediyye eder.<br />

Mâlikî ve Şâfi’î ise, meyyitin afvı için düâ eder.<br />

İbâdetlerin sahîh olması için, Allahü teâlânın rızâsı için yapmağa<br />

niyyet etmek lâzımdır. Niyyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile<br />

niyyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikde olmak şartı ile söyliyerek<br />

niyyet etmek câiz olur denildi. Kalb ile niyyet, söz ile niyyete benzemezse,<br />

kalbdeki niyyete bakılır. Yalnız yemîn etmek böyle değildir.<br />

Yemîn etmekde, söz esâsdır. İbâdetlerde niyyetin söz ile yapılacağını<br />

bildiren hiçbir hadîs-i şerîf ve haber mevcûd değildir. Dört<br />

mezhebin imâmları da bildirmemişdir. Niyyet, ibâdet yapmağı kalbe<br />

getirmek, hâtırlamak değildir. Allahü teâlâ için yapmağı irâde<br />

etmek, istemek demekdir. Niyyet, ibâdete başlarken yapılır. Dahâ<br />

önce, meselâ bir gün önce yapılırsa, niyyet olmaz. Buna emel, arzû,<br />

va’d denir. Meselâ, hanefî mezhebinde oruca niyyet etmek zemânı,<br />

bir gün evvel, güneşin batmasından başlayarak, ertesi gün,<br />

(Dahve-i kübrâ) vaktine kadardır.<br />

Başkalarının günâha girmemeleri için, bir kimsenin mubâhları<br />

terk etmesi iyi olur. Fekat sünnetleri, hattâ müstehabları terk<br />

etmesi câiz olmaz. Meselâ gîbet yapmamaları için, misvâk kullanmağı,<br />

sarık sarmağı, başı açık gezmeği, merkebe binmeği terk et-<br />

– 38 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!