19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MA’SÛMLARIN ÖLÜMÜNE DÂİR<br />

Bir müslimânın çocuğu ki, hasta ola ve ölüm döşeğine gire,<br />

Makâm-ı illiyyîn, ya’nî Cennet, onun makâmıdır. Oradan, üçyüzaltmış<br />

melek gele, saf saf olup, o ma’sûmun karşısında duralar<br />

ve (Yâ ma’sûm! Müjdeler olsun sana, bugün o gündür ki, geçmiş<br />

olan, analarını ve dedelerini ve cümle komşularını, Hak teâlâdan<br />

dileyesin) deyip, yüz melek, başına bir şefâ’at tacı giydirip ve yüz<br />

melek dahî aşk tâcı giydirip ve yüz melek dahî, gayret ve kuvvet<br />

gömleğini giydirip, altmış melek dahî, gözünün perdesini ve hicâbını<br />

kaldıralar. Cümle hicâblar kalkdığı gibi, tâ hazret-i Âdemden<br />

beri, geçmiş mü’minlerin âbâ ve ecdâdlarını göre. Onların<br />

ba’zısı için azâb hâzırlanmış. Bunların, işbu hâllerini görünce ağlaya<br />

ve haykıra ve titreye. Ve bunu bilmeyenler can çekişir sanırlar.<br />

Sonra, can alıcı melekler gelip, göreler ki, şefâ’at tâcını ve<br />

gömleğini giymiş ve gözünün perdesi kalkmış, canını almağa kuvvetleri<br />

yetmeye ve (Yâ ma’sûm! Hallâk-ı âlem sana selâm söyledi<br />

ve buyurdu ki, ben onu yaratdım, yine bana gelsin. Zîrâ o rûh<br />

emânetini ben verdim, yine bana versin. Onun mükâbelesinde<br />

ona Cennet ve dîdâr vereyim. Eğer inanmazsan yüzünü çevirip,<br />

göklerden tarafa nazar eyle, görürsün) dediklerinde, o ma’sûm<br />

dahî, nazar edip, melekleri ve Allahü teâlânın cemâlini müşâhede<br />

eyleye. Sevinçden cûşa gelip titreye ve kükreye ve kızara. Sıçrayıp,<br />

döşeğinde can vermeye atıla. Yine o azâb içindeki ecdâdları<br />

gözüne erişe, yine canını vermeye. Ve melekler diyeler ki, (Yâ<br />

ma’sûm! Niçin canını vermezsin?) O ma’sûm diye ki, (Ey melekler!<br />

Allahü teâlâya ricâ edin, akrabâ ve ecdâdımı bana bağışlasın.)<br />

Melekler diyeler ki, (Yâ Rabbî! Bu ma’sûm ile bizim hâlimiz<br />

sana ma’lûmdur.) Hazret-i Allah “celle şânühu” hitâb ede ki, (İzzim<br />

hakkı için bağışladım.) Yine melekler, (Yâ ma’sûm! Muştuluk<br />

olsun sana! Hak teâlâ, îmânı olanların günâhlarını bağışladı<br />

ve cümle ricâlarını kabûl eyledi) dediklerinde, ma’sûm dahî şâd<br />

olup, bu hâlde iken, Hak teâlâ, Cennetden iki hûrî gönderip,<br />

onun anası ve babası sûretinde gelip, kollarını açarak diyeler ki,<br />

(Ey bizim oğlumuz, yâhud kızımız! Bizimle gel, biz Cennetde<br />

sensiz olamayız.) Cennet elmalarından bir elma çıkarıp, ma’sûmun<br />

eline vereler, al diyeler. O ma’sûm, elmayı koklarken hazret-i<br />

Azrâîl “aleyhisselâm”, kendi gibi, bir güzel ma’sûm olup, filhâl<br />

canını [rûhunu] ala.<br />

Bir rivâyetde, elmayı koklarken, canı elmaya yapışa ve melek-<br />

– 343 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!