19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hak teâlâdan hitâb gele ki: (Yâ meleklerim! Onu tutun!)<br />

Melekler, onun canını cemî’ kılları dibinden alıp, yine koyuverirler.<br />

Hak teâlânın azâb etdiğini, kimse halâs etmeğe kâdir değildir.<br />

O ölüm döşeğinde yatan kimse, bu azâbı görüp, ah, ah, keşki<br />

dünyâda iken amelimi îfâ ve edâ edeydim de, bugün, bu siyâseti<br />

çekmeseydim der. Yine, o hastayı bekleyen kişilere, hitâb gele ki:<br />

(Ey benim mütekebbir kullarım! İşte bu dostunuzu, mal harcayıp<br />

kurtarınız! Dünyâda benden gelen belâya sabr etmezsiniz, benden<br />

şikâyet edersiniz. İşte bu kul, azâbda ve canı hulkûma geldi. Benim<br />

kudretimden!) Melekler bu nidâyı işitip, (Ey Rabbimiz! Senin azâbın<br />

hakdır) deyip secdeye kapanalar. Hak teâlâ bunları, Kur’ân-ı<br />

kerîmde haber vermekdedir. Sonra, yine meleklere, tutun diye nidâ<br />

gelir. Öyle tutalar ki, her yerinin, bir kılının dibi dahî boş kalmaya.<br />

Melekler bir uğurdan haykırıp: (Ey Allahın âsî kulunun canı,<br />

gel çık teninden. Bugün o gündür ki, sana azâb ola. Allahü teâlâdan<br />

gayriye muhabbet eylediğinden ötürü, mütekebbir olup, fakîrlere<br />

selâm vermezdin, harâm olan şeyleri yapardın, bâtılı hak<br />

görürdün ve hakkı bâtıl görürdün) diyeler. Bunlar Kur’ân-ı kerîmde<br />

haber verilmekdedir.<br />

Sonra o kişi, meleklere diye ki, bir dem aman verin, aklımı başıma<br />

devşireyim, deyince, göre ki, melek-ül-mevt başı ucunda durmakda.<br />

Onu görünce, bu azâbları unutup, titremeğe başlaya. Melek-ül-mevti<br />

gördükde, deye ki, bunca melekler azâb ederken, sen<br />

kimsin ve neye geldin? Ondan sonra ölüm, bir heybetli âvâz ile, çağırıp<br />

deye ki: Ben, şol ölümüm ki, seni dünyâ yüzünden çıkarsam<br />

gerek. Ve evlâdlarını yetîm kılsam gerek ve dünyâda sevmediğin<br />

akrabâna malını mîrâs etsem gerek.<br />

Ölümden bu sözleri işitince titreyip, yüzünü öte beri çevire. Zîrâ,<br />

alâmeti budur ve hadîs-i Buhârîde, Resûl-i ekrem “sallallahü<br />

teâlâ aleyhi ve sellem”, (Melekleri işitince, yüzünü duvara çevirir,<br />

önünde ölümü ayakda görür) buyurur.<br />

Her ne tarafa dönerse, ölümü o tarafda göre ve yine arkası üzerine<br />

döne.<br />

Melek-ül-mevt bir şiddetli âvâz ile çağırıp, deye ki, ben o ulu<br />

meleğim ki, babanın ve ananın canlarını aldım, sen o vakt, orada<br />

hâzır idin ne fâiden oldu? İşte, cümle dostların bakarlar, ne fâide?<br />

Dahî, ben şol ulu meleğim ki, öldürdüğüm senden evvelkilerin<br />

kuvvetleri senden ziyâde idi.<br />

Bu yatan kişi, meleklerle bu kadar söyleşdikde, azâb melekleri<br />

çekilip giderler. Azrâîl “aleyhisselâm”ı heybet ile gördükde,<br />

– 341 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!