19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ûl etmek nefsin arzûsuna uymak olmaz mı dediler. Kabûl etmekle<br />

kendimi zelîl, onu azîz eyledim. Red etseydim, kendim azîz, o<br />

zelîl olurdu. Nefsimin hoşuna giderdi dedi. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, uzun bir hadîs-i şerîfin sonunda buyurdu ki, (İnsanı<br />

felâkete sürükleyen şeyler üçdür: Hasîslik, nefse uymak, kendini<br />

beğenmek.) İmâm-ı Gazâlî “rahime-hullahü teâlâ” buyurdu<br />

ki, Allahü teâlânın insana yardımına mâni’ olan perdelerin en kötüsü,<br />

(Ucb)dur. Ya’nî ayblarını görmeyip, ibâdetlerini beğenmekdir.<br />

Îsâ aleyhisselâm buyurdu ki, (Ey havârîler! Rüzgâr, çok ışıkları<br />

söndürmüşdür. Ucb da, çok ibâdetleri söndürmüş, sevâblarını<br />

yok etmişdir.)<br />

Hadîs-i şerîfde, (Ümmetimin iki kötü huya yakalanmalarından<br />

çok korkuyorum. Bunlar, nefse uymak ve ölümü unutup, dünyâ<br />

arkasında koşmakdır) buyuruldu. Nefse uymak, islâmiyyete uymağa<br />

mâni’ olur. Ölümü unutmak, nefse uymağa sebeb olur.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Aklın alâmeti, nefse gâlib ve hâkim olmak ve<br />

öldükden sonra lâzım olanları hâzırlamakdır. Ahmaklık alâmeti,<br />

nefse uyup, Allahdan afv,merhamet beklemekdir) buyuruldu.<br />

Nefse uyup da, tevbe ve istigfâr etmeden, afv ve Cennet beklemek<br />

ahmaklık olmakdadır. Sebebine yapışmadan birşey beklemeğe<br />

(Temennî) denir. Sebebine yapışdıkdan sonra, beklemeğe (Recâ)<br />

denir. Temennî, insanı tembelliğe götürür. Recâ ise, çalışmağa sebeb<br />

olur. Nefsin sevdiği, istediği şeylere (Hevâ) denir. Nefs, yaratılışında<br />

kötülükleri, zararlı şeyleri sevici ve isteyicidir. (Nefsinden<br />

sakın dâim. Ona güvenme aslâ. Yetmiş şeytândan dahâ, fazla düşmandır<br />

sana) beyti, tâm yerinde söylenmişdir. Nefsin, insanı harâmlara<br />

ve mekrûhlara sürüklemesinin zararları meydândadır. İstekleri<br />

hep hayvânî arzûlardır. Hayvânî arzûlar ise, hep dünyâdaki<br />

ihtiyâclardır. İnsan bu arzûları peşinde olduğu kadar, âhıret ihtiyâclarını<br />

hâzırlamakda geri kalır. Çok mühim olan bir şey de,<br />

nefs mubâhlarla doymaz. Mubâhları kullanmağı artdırdıkca, isteklerini<br />

artdırır. Yine de, doymaz. İnsanı harâmlara sürükler.<br />

Bundan başka, mubâhları aşırı kullanmak, elemlere, dertlere, hastalıklara<br />

sebeb olur. Böyle insan, hep mi’desini, zevkini düşünür.<br />

Hasîs ve rezîl olur.<br />

[İmâm-ı Rabbânî “rahime-hullahü teâlâ” buyuruyor ki, (Bütün<br />

varlıkların aslı, (Adem)dir, yoklukdur. Herşey yok iken, Allahü teâlâ,<br />

bunları yoklukda biliyordu. İlmindeki bu ademlere, kendi sıfatlarından<br />

aks etdirdi, yansıtdı. Varlıkların aslları hâsıl oldu. İlmdeki<br />

bu aslları, hârice çıkardı. Varlıklar hâsıl oldu. Elma çekirdeğinin,<br />

elma ağacına asl olması gibi. İnsanın yapısını anlamak için,<br />

birşeyin aynadaki hayâlini düşünelim. Aynadaki bu görüntü, o<br />

– 31 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!