19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

(Câmi’ul ezher) medresesi müderrislerinden Abdürrahmân<br />

Cezîrînin riyâset etdiği âlimler hey’etinin hâzırladığı (Kitâb-ül<br />

fıkh alel-mezâhib-il-erbe’a) kitâbında, bütün fıkh bilgileri dört<br />

mezhebe göre ayrı ayrı yazılıdır. Bu kitâb beş cüz olup, hepsi<br />

1392 hicrî ve 1972 mîlâdî senede, Kâhirede basılmışdır. (Evrâk-ı<br />

mâliyye “Banknot” zekâtı) başlığı altında diyor ki, (Fıkh âlimleri,<br />

evrâk-ı mâliyye, ya’nî kâğıd liralar için zekât vermek lâzımdır<br />

dediler. Çünki bunlar, ticâretde altın ve gümüş yerine kullanılmakdadır.<br />

Bunlar, her zemân, altın veyâ gümüş ile kolaylıkla değişdirilebilmekdedir.<br />

Çok kâğıd lirası olanın bunları altın ve gümüş<br />

zekâtı nisâbına katmaması ve bunların zekâtlarını vermemesi,<br />

aklın kabûl edeceği şey değildir. Bunun için, üç mezhebin<br />

fıkh âlimleri, kâğıd paraların zekâtlarını vermek lâzım olduğunu<br />

sözbirliği ile bildirdiler. Yalnız Hanbelî mezhebi, bundan ayrıldı.<br />

Hanefî mezhebinin âlimleri, kâğıd paraların, (Deyn-i kavî) senedi<br />

olduğunu, her istenildiğinde, altınla ve gümüşle hemen değişdirilebileceklerini<br />

söylediler. Bunun için, zekâtlarının hemen verilmesi<br />

lâzımdır dediler. Çünki, alınacak borcun zekâtını vermek,<br />

altın, gümüş ele geçince farz olur. Ele geçmeden önce zekât<br />

farz olursa da, vermek farz olmaz.) İsterse, alabilinceye kadar<br />

bekleyip, alınca geçmiş senelerin zekâtlarını verir. İsterse,<br />

beklemeyip, elinde bulunan (Ayn) olan altın ve gümüşden onların<br />

da zekâtlarını her sene verir. Alacağı altınların zekâtı olarak<br />

elindeki senedleri veremez, senedde yazılı altın ve gümüşleri,<br />

borçlusundan alınca, bunların kırkda birini ayırarak, geçmiş senelerden<br />

herbiri için ayrı ayrı, fakîrlere vermesi farz olur. Bunun<br />

gibi, zekât olarak kâğıd para verilemez. Bunların kırkda biri ile,<br />

sarrafdan değeri en düşük olan altın liralar alıp, bu liraları veyâ<br />

bunların ağırlıkları kadar altın yüzük, bileyziği fakîrlere vermek<br />

lâzımdır.<br />

Borçlusuna zekât vererek onu borçdan kurtarmak için, (Sana<br />

zekât vereceğim. Fekat, senden alacağımı, vereceğim zekâtıma<br />

karşılık sayıyorum. Sen de kabûl et!) demek câiz olmaz. Zekâtı<br />

fakîre vermesi, fakîrin de aldığını zengine geri vererek borcunu<br />

ödemesi lâzımdır. Fakîrin geri vermesine güvenemiyen alacaklı<br />

için, (Fetâvâ-yı Hindiyye)nin altıncı cildi sonunda diyor ki, (Alacaklı,<br />

güvendiği bir kimseyi borçlusuna göstererek, sana vereceğim<br />

zekâtı teslim almak ve sonra senin bana olan borcunu ödemek<br />

için, bunu vekîl yap der. Fakîr de o kimseyi böylece vekîl yapar.<br />

O kimse zekâtı alınca, aldığı mal, fakîrin mülkü olur. Sonra,<br />

bunu zengine geri vererek, fakîrin borcunu ödemiş olur. İki kimsenin<br />

bir fakîrden alacakları olsa, bunlardan biri, fakîre alacağı<br />

– 298 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!