19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

AYBLANMAK KORKUSU<br />

4 - Kalb hastalıklarının dördüncüsü, insanların kötülemelerine,<br />

çekişdirmelerine, ayblamalarına üzülmekdir. Küfr-i cühûdîye sebeb<br />

olan şeylerin üçüncüsü, insanlardan utanmak ve başkalarının<br />

kötülemelerinden, ayblamalarından korkmakdır. Ebû Tâlibin kâfir<br />

olmasının sebebi budur. Ebû Tâlib, hazret-i Alînin “radıyallahü<br />

teâlâ anh” babasıdır. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

amcasıdır. Resûlullahın Peygamber olduğunu biliyordu. İnsanların<br />

kötüliyeceklerinden korkarak ve ayblıyacaklarını düşünerek, îmân<br />

etmedi. Ebû Tâlib ölüm döşeğinde iken, Resûlullah “sallallahü<br />

teâlâ aleyhi ve sellem” onun yanına gelerek, (Ey amcam! Sana şefâ’at<br />

edebilmekliğim için, lâ ilâhe illallah söyle!) buyurdu. Cevâbında,<br />

(Ey kardeşimin oğlu, doğru söylediğini biliyorum. Lâkin<br />

ölüm korkusu ile îmâna geldi denilmesini istemem) dedi. Beydâvî<br />

tefsîrinde, Kasas sûresinin (Sevdiklerini hidâyete getirmek senin<br />

elinde değildir) meâlindeki, ellialtıncı âyet-i kerîmesinin bu zemân<br />

indiği bildirilmişdir. Bir rivâyete göre, Kureyş kâfirlerinin ileri gelenleri,<br />

Ebû Tâlibin yanına geldiler. Sen, bizim emîrimizsin, sözlerin<br />

başımızın üzerindedir. Fekat, senden sonra, <strong>Muhammed</strong> ile<br />

“aleyhissalâtü vesselâm” aramızda düşmanlığın devâm edeceğinden<br />

korkuyoruz. Ona söyle! Dînimizi kötülemesin, dediler. Ebû<br />

Tâlib, Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” yanına çağırdı. İşitdiklerini<br />

söyledi. Resûlullahın, onlar ile sulh yapmıyacağını anlayınca,<br />

müslimân olacağı anlaşılacak ba’zı şeyler söyledi. Bunları<br />

işitince, amcasının îmân etmesini istedi. (İşitenler bana dil uzatacaklarından<br />

korkmasaydım, îmân ederdim. Seni sevindirirdim) dedi.<br />

Öleceği zemân, bir şeyler söyledi. Bunları işitebilmek için, Abdüllah<br />

ibni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” yanına yaklaşdı.<br />

Îmân etdiğini bildiriyor dedi. Ebû Tâlibin îmân etdiği şübhelidir.<br />

Ehl-i sünnet âlimlerine göre, îmân etmedi. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe<br />

“rahime-hullahü teâlâ”, Ebû Tâlib kâfir olarak öldü demişdir.<br />

Hazret-i Alî “radıyallahü anh”, Resûlullaha gelerek “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, dalâletde olan amcan öldü dedikde, (Yıka, kefen<br />

içine sar ve defn et! Men’ olununcaya kadar onun için düâ ederiz)<br />

buyurdu. Birkaç gün evinden çıkmıyarak, onun için çok düâ<br />

etdi. Eshâb-ı kirâmdan ba’zıları bunu işitince, onlar da, kâfir olarak<br />

ölmüş olan akrabâları için düâ etmeğe başladılar. Bunun üzerine,<br />

Tevbe sûresinin, (Peygamber ve îmân edenler, akrabâları olsalar<br />

da, müşrikler için istigfâr etmemelidirler) meâlindeki yüzondördüncü<br />

âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Bir hadîs-i şerîfde, (Kıyâmet<br />

günü, kâfirlerden azâbı en hafif olanı, Ebû Tâlibdir. Ayaklarında<br />

– 28 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!