19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Cennetde Tûbâ ağacı vardır. Bu ağacın, kökleri yukarıda, dal<br />

ve budakları, aşağıya doğru sarkmakdadır. Bunun, dünyâda misâli,<br />

ay ve güneşdir.<br />

Ve dahî, Cennet ehli, yimek ve içmek tadını ve zevkini duyarlar<br />

ve lâkin ifrâzât hâcetini hissetmediklerinden bu gibi beşerî ihtiyâc<br />

ve ızdırâblarından berîdirler.<br />

Allahü teâlâ, Cennetde mü’min kullarına hitâb edip: (Kullarım!<br />

Benden dahâ ne istersiniz ki vereyim. Siz zevk ve safâda<br />

olun!) buyura. Kullar dahî, yâ Rabbî! Bizi Cehennemden âzâd eyledin<br />

ve Cennetine idhâl edip, bu kadar hûri ve gılman ve vildan<br />

verdin. Bunlardan ma’dâ, akla gelmedik ve gözler görmedik ve<br />

kulaklar işitmedik, bu kadar ni’metler verdin. Dahâ bir şey istemeğe<br />

hayâ ederiz dedikde, Rabbül-âlemîn yine hitâb edip: (Kullarım!<br />

Sizin benden, bunlardan başka isteyeceğiniz var) dedikde,<br />

kullar dahî, yâ Rabbî, dahâ istemeğe yüzümüz yokdur. Ve hem de<br />

ne isteyeceğimizi bilmiyoruz, dediklerinde, Rabbül-âlemîn buyursa<br />

gerek, (Kullarım! Dünyâda size bir mes’ele iktizâ edince ne yapardınız?)<br />

Onlar dahî, ulemâya başvururduk ve o mes’eleyi öğrenip,<br />

müşkilimiz hâl edilirdi dedikde, Hak sübhânehü ve teâlâ hazretleri,<br />

(Şimdi dahî, öyle yapınız ve ulemâya danışınız, haber alınız!<br />

Ve her ne haber verirlerse, size vereyim) diye buyurdukda,<br />

ulemâ da: Sizler Cemâlullahı unutdunuz mu? Dünyâda iken, derdiniz<br />

ki, Rabbimiz Cennetde, mekândan münezzeh olduğu hâlde<br />

cemâlini bize gösterse gerek, diye arzû ederdiniz. İşte onu isteyiniz<br />

deyip, onlar dahî rü’yet-i cemâlullahı istediklerinde, Allahü<br />

azîm-üş-şân, mekândan münezzeh olduğu hâlde, cemâl-i bâkemâlini<br />

gösterse gerek. Hak teâlânın cemâl-i pâkini gördükde, nice<br />

bin yıllar, hayran kalsalar gerekdir.<br />

Ve dahî, Cennetde kişi, köşkünde otururken, etrafında, pencereler<br />

önlerinde meyveler vardır. Kullar, o meyveleri gördükde,<br />

uzanayım, o dalı çekeyim de, meyveyi koparıp, yiyeyim diye, hâtırına<br />

geldikde, oturduğu yerden, kalkmağa ve dalı çekmeğe hâcet<br />

kalmaz. Hemen oturduğu yere istediği dal önüne gelir, meyveyi<br />

koparır, ağzına koyar ve çiğneyip, henüz lezzeti buğazına<br />

ulaşmadan, kopardığı yerden, bir dahâsı biter. Ağzına koyduğunda,<br />

olgun ve lezîzdir. Böylece (Rabbül-izze), tâze bitirse gerekdir.<br />

Âkıl isen kıl nemâzı, çün se’âdet tâcıdır.<br />

Sen nemâzı öyle bil ki, mü’minin mi’râcıdır.<br />

– 265 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!