19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Harâm li-gayrihî, kendisi harâm değil ise de, harâm yoldan elde<br />

edildiği için, harâm olur. Bir kimse, bir kişinin bağına girip, sâhibinin<br />

izni yokken, meyvesini koparıp yimek, ev eşyâsını ve akçasını<br />

çalıp harcamak gibi. Bunları yapan kimse, yaparken Besmele<br />

dese yâhud halâldir söylese, kâfir olmaz. Bir kimsede, bir arpa<br />

ağırlığında haksız olan mal varsa, yarın kıyâmet gününde, cemâ’at<br />

ile kılınmış yediyüz rek’at, -kabûl olunmuş- nemâzının sevâbını,<br />

hazret-i Mevlâ bu kimseden alıverse gerekdir. Harâmın her iki kısmından<br />

kaçınmak, ibâdet yapmakdan dahâ çok sevâbdır.<br />

Ve dahî mekrûh, amelin sevâbını gideren şeye derler. Mekrûh<br />

dahî, iki nev’dir: Kerâhet-i tahrîmiyye ve kerâhet-i tenzîhiyye.<br />

Kerâhet-i tahrîmiyye, vâcibin terkidir. Harâma karîbdir [yakındır].<br />

Kerâhet-i tenzîhiyye, sünnetin terkidir. Halâla karîbdir. Kerâhet-i<br />

tahrîmiyye işleyen, eğer kasd ile işlerse, âsî ve günâhkâr olur.<br />

Cehennem azâbına lâyık olur. Nemâzda ise, o nemâzın iâdesi vâcib<br />

olur. Eğer sehv ile işlerse secde-i sehv yapar. İâdesi sâkıt olur.<br />

Kerâhet-i tenzîhiyyeyi işleyene azâb olmaz. Lâkin, ısrâr ederse,<br />

itâba ve sevâbdan mahrûm kalmağa müstehak olur. At etini ve kedi<br />

ve fâre artığını yimek, şerâb yapana üzüm satmak gibi.<br />

Müfsid, amelleri, temelinden giderene denir. Îmânı ve nemâzı,<br />

nikâhı ve haccı ve zekâtı, alış ve satışı bozmak gibi.<br />

[Farzları, vâcibleri ve sünnetleri yapan ve harâmdan, mekrûhdan<br />

sakınan müslimâna, âhıretde (Ecr) ya’nî (Sevâb) ya’nî karşılık<br />

verilir. Harâmları, mekrûhları yapana ve farzları, vâcibleri yapmıyan<br />

müslimâna (Günâh) yazılır. Harâmdan sakınmanın sevâbı, farzı<br />

yapmanın sevâbından katkat çokdur. Bir farzın sevâbı, bir mekrûhdan<br />

sakınmanın sevâbından, bu da, bir sünnetin sevâbından<br />

çokdur. Mubâhlar içinde, Allahü teâlânın sevdiklerine (Hayrât) ve<br />

(Hasenât) denir. Bunları yapana da sevâb verilir ise de, bu sevâb,<br />

sünnet sevâbından azdır. Sevâb verileceğini bilerek yapmağa<br />

(Kurbet) denir.<br />

Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, râhat ve se’âdet menba’ı<br />

olan, dinleri gönderdi. Dinlerin sonuncusu, <strong>Muhammed</strong> aleyhisselâmın<br />

dînidir. Diğer dinler, kötü insanlar tarafından, değişdirildi.<br />

Müslimân olsun, kâfir olsun, herhangi bir insan, bilerek veyâ<br />

bilmiyerek, bu dîne uygun yaşarsa, dünyâda hiç sıkıntı çekmez.<br />

Râhat ve neş’e içinde yaşar. Şimdi, Avrupada ve Amerikada, bu<br />

dîne uygun çalışan kâfirler, böyledir. Fekat, kâfirlere âhıretde hiç<br />

sevâb ve mükâfât verilmez. Böyle çalışan, eğer müslimân ise ve islâmiyyete<br />

uymağa niyyet ederse, âhıretde de, sonsuz se’âdete kavuşacakdır.]<br />

– 208 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!