19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Adâlet için sâhibinin hakkını gözetmek îcâb eder. Her insanın yaratanına<br />

karşı borçlu olduğu bu kulluk hakkını edâ etmesi vâcibdir.<br />

Adâletin ikinci kısmı, insanların hakkını edâ etmekdir. Hükûmete,<br />

âmirlere, kanûnlara karşı gelmemek, âlimlere hurmet,<br />

emânetlere vefâ, alış veriş haklarını edâ, va’dlerini îfâ etmek lâzımdır.<br />

Üçüncüsü, geçmişlerin haklarını edâ etmekdir. Bu da, onların<br />

borçlarını ödemek, vasıyyetlerini îfâ etmek, vakflarını muhâfaza<br />

ve bırakdığı hayrât ve hasenâtı devâm etdirmekle olur.<br />

İyilik edene, mâl ile, hizmet ile karşılığı yapılır. Bunu yapamıyan,<br />

hamd ve senâ, teşekkür ve düâ eder. Karşılık yapmıyanın başına<br />

kakılır. Kötülenir. İncitilir. Çünki, iyiliğe karşı, iyilik yapmak,<br />

insanlık vazîfesidir. Böyle olunca, her iyiliği yapan, en büyük<br />

iyilik olarak, yok iken var eden, en güzel şekli veren, lüzûmlu<br />

uzvları, kuvvetleri ihsân eden, herbirini bir âhenk ile işleterek<br />

sıhhat veren, akl ve zekâ bahş eden, çoluk çocuk, ev, ihtiyâc eşyâsı,<br />

gıdâ, içecek, elbiselerimizi yaratan yüce bir sâhibe, bu ni’metleri<br />

sebebsiz, karşılıksız ihsân eden ve her an yok olmakdan, düşmandan,<br />

hastalıkdan muhâfaza eden ve bize hiç ihtiyâcı olmıyan,<br />

sonsuz kuvvet, kudret sâhibi olan, Allahü teâlâya şükr etmemek,<br />

kulluk hakkını ödememek ne büyük kabâhât, ne çok zulm ve ne<br />

alçak bir vaz’ıyyet olur? Hele, Ona ve ni’metlerin Ondan geldiğine<br />

inanmamak veyâ bunları başkasından bilmek en büyük zulm,<br />

en çirkin yüz karası olur. Bir kimseye her ihtiyâcı verilse, her ay<br />

yetecek para, gıdâ hediyye olunsa, bu kimse, o ihsân sâhibini her<br />

yerde herkese nasıl över. Gece gündüz onun sevgisini, teveccühünü,<br />

onun kalbini kazanmağa uğraşmaz mı? Onu derdlerden, sıkıntılardan<br />

muhâfaza etmeğe çalışmaz mı? Ona hizmet edebilmek<br />

için, kendini tehlükelere atmaz mı? Bunları yapmasa, o ihsân<br />

sâhibine hiç kıymet vermese, herkes onu ayblamaz mı? Hattâ,<br />

insanlık vazîfesini yapmıyor diye cezâlandırılmaz mı? İyilik<br />

eden bir insanın hakkına böyle riâyet ediliyor da, her ni’metin,<br />

her iyiliğin hakîkî sâhibi olan, hepsini yaratan, gönderen, Allahü<br />

teâlâya şükr etmek, Onun beğendiği, istediği şeyleri yapmak, niçin<br />

lâzım olmasın? Elbette, en çok Ona şükr etmek, en çok Ona<br />

itâ’at etmek, ibâdet etmek lâzımdır. Çünki, Onun ni’metleri yanında<br />

başkalarının iyilikleri, deniz yanında damla kadar bile değildir.<br />

Hattâ, diğerlerinden gelen iyilikleri de, yine O göndermekdedir.<br />

– 166 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!