19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şe (Nakdeyn) denir. Her milletin kullandığı kâğıd liralar, şimdi hep<br />

altın karşılığıdır. Ya’nî, altını çok olan hükûmetler, çok kâğıd para<br />

basabilir. Altını az olan, kâğıd parayı çok basarsa, bunların kıymeti<br />

olmaz. Çünki, Allahü teâlâ, altın ile gümüşü para olarak yaratmışdır.<br />

Başka hiçbirşey, altının yerini tutamaz. Bunun içindir ki,<br />

zekâtın altın veyâ gümüş olarak hesâb edilmesi ve verilmesi emr<br />

olunmuşdur. Eşyânın kıymetlerini altın ve gümüşle, adâleti gözeterek<br />

ölçecek âdil bir hâkim lâzımdır. Sözü geçer olan bu hâkim<br />

de, hükûmetdir. Âdil bir hükûmet, zulmü, işkenceyi önler. Allahü<br />

teâlânın emr etdiği adâleti te’mîn eder. Eşyânın kıymetlerini, adâlet<br />

ile tesbît eder.<br />

Demek ki, insanlar arasında adâleti te’mîn etmek için üç şey<br />

lâzımdır: Nâmûs-i rabbânî, hâkim-i insânî ve dinâr-ı mîzânî. Bunlardan<br />

en kuvvetlisi, en büyüğü, nâmûs-i rabbânî olan islâmiyyetdir.<br />

Dinler, Allahü teâlânın adâleti sağlamak için gönderdiği kanûnlardır.<br />

Hakîmlerin adâleti sağlamaları için, bu ilâhî kanûnları<br />

gönderdi. Hadîd sûresi yirmibeşinci âyetinde meâlen, (Onlara kitâb<br />

ve terâzî gönderdik ki, bunlarla adâleti yerine getirsinler) buyuruldu.<br />

Burada, kitâb, din demekdir. Çünki din, Kur’ân-ı kerîmdeki<br />

emr ve yasakların ismidir. Terâzî de, altına işâretdir. Çünki<br />

altın, ağırlıkla ölçülür. Kur’ân-ı kerîmin emr ve yasaklarını beğenmiyen<br />

kâfirdir ve münâfıkdır. Hâkimi, hükûmeti dinlemiyen âsîdir.<br />

[Müslimân, Dâr-ül-harbdeki kâfirlerin kanûnlarına da karşı<br />

gelmez. Suç işlemez.] Altının değerini kabûl etmiyen de, hâin ve<br />

hırsız olur.<br />

TENBÎH - İnsanın evvelâ kendine, hareketlerine, a’zâsına<br />

adâlet etmesi lâzımdır. İkinci olarak, çoluk çocuğuna, komşularına,<br />

arkadaşlarına adâlet yapması lâzımdır. Adliyecilerin ve hükûmet<br />

adamlarının da, millete adâlet yapması lâzımdır. Demek ki,<br />

bir insanda adâlet huyunun bulunabilmesi için, önce kendi hareketlerinde,<br />

a’zâsında adâlet bulunmalıdır. Her kuvvetini, her<br />

a’zâsını, ne için yaratıldı ise, o yolda kullanmalıdır. Allahü teâlânın<br />

âdetini değişdirip, onları aklın ve islâmiyyetin beğenmediği<br />

yerlerde kullanmamalıdır. Çoluk çocuğu varsa, onlara karşı da,<br />

akla ve dîne uygun hareket etmeli, dînin gösterdiği güzel ahlâkdan<br />

sapmamalıdır. Güzel ahlâk ile huylanmalıdır. Hâkim, vâlî,<br />

kumandan ve herhangi bir âmir ise, yine ibâdetleri yapdırmalı ve<br />

yapmalıdır. Böyle olan kimse, bu dünyâda, Allahü teâlânın halîfesi<br />

olmuşdur. Kıyâmetde de âdiller için va’d edilen ni’metlere<br />

kavuşur. Böyle bir hayrlı kimsenin hayr ve bereketi, onun bulunduğu<br />

tâli’li zemâna, mubârek yere ve orada bulunmakla bahtiyâr<br />

– 164 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!