19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şen câhil, soysuz din adamlarından, Necdli Abdülvehhâb oğlu <strong>Muhammed</strong><br />

ve Der’iyye emîri Sü’ûd oğlu <strong>Muhammed</strong> ile işbirliği yaparak<br />

ve milyonlarca lira ve silâh kuvvetleri ile (Vehhâbîlik) bid’at<br />

fırkasını kurdular. Müslimânların hâmîsi, bekçisi olan Osmânlı<br />

devletini içerden yıkdılar. (İngiliz Câsûsunun İ’tirâfları) kitâbına<br />

bakınız!<br />

Abdürreşîd İbrâhîm efendi, 1328 [m. 1910] da İstanbulda basılan<br />

türkçe (Âlem-i islâm) kitâbının ikinci cildinde, (İngilizlerin<br />

islâm düşmanlığı) yazısının bir yerinde diyor ki: (Hilâfet-i islâmiyyenin<br />

bir an evvel kaldırılması, ingilizlerin birinci düşünceleridir.<br />

Kırım muhârebesine sebeb olmaları ve burada türklere yardım<br />

etmeleri, hilâfeti mahv etmek için bir hîle idi. Pâris muâhedesi,<br />

bu hîleyi ortaya koymakdadır. [1923 de yapılan Lozan sulhunun<br />

gizli maddelerinde, bu düşmanlıklarını açıkça bildirmişlerdir.]<br />

Her zemân müslimânların başına gelen felâketler, hangi perde<br />

ile örtülürse örtülsün, hep ingilizlerden gelmişdir. İngiliz siyâsetinin<br />

temeli, islâmiyyeti yok etmekdir. Çünki, islâmiyyetden<br />

korkmakdadırlar. Müslimânları aldatmak için, satılmış vicdanları<br />

kullanmakdadırlar. Bunları islâm âlimi, kahraman olarak tanıtırlar.<br />

Sözümüzün hülâsası, islâmiyyetin en büyük düşmanı İngilizlerdir.)<br />

Abdürreşîd efendi, 1363 [m. 1944] de Japonyada vefât etdi.<br />

İslâmiyyet, fenne, tekniğe, çalışmağa mâni’ olur mu? İnsan, her<br />

ihtiyâcını hâzırlamağa mecbûrdur. Bunu hâzırlıyan da, fen ve<br />

san’atdır ve çalışmakdır. Bir insanın her san’atı öğrenmesi, mümkin<br />

değildir. Herbir san’atı mu’ayyen kimseler öğrenir, yapar. Herkes,<br />

kendine lâzım olan şeyi, bu san’at sâhibinden alır. Bu san’at<br />

sâhibi de, kendine lâzım olan başka birşeyi, onu yapan diğer san’at<br />

sâhibinden alır. Böylece, insanlar birbirlerinin ihtiyâclarını te’mîn<br />

eder. Bunun için, insan yalnız yaşıyamaz. Bir arada yaşamağa mecbûrdurlar.<br />

Medeniyyet demek, (Ta’mîr-i bilâd ve terfîh-i ibâd) için,<br />

bir arada yaşamak demekdir.]<br />

İnsanlar bir araya gelince, açıkgözler, başkasının hakkına saldırır.<br />

Zulm edenler olur. Çünki, her nefs, istediğine kavuşmak ister.<br />

Tatlı olanı almağa uğraşır. Bu şeyleri istiyen birkaç kişi çekişmeğe<br />

başlar. Bir leşe toplanan köpeklerin birbirlerine hırlamaları<br />

gibi, aralarında döğüşme başlar. Bunları ayırmak için,<br />

kuvvetli bir hâkim lâzım olur. Alış verişde, herkes kendi yapdığının<br />

dahâ kıymetli olduğunu söyler. Yapılan şeylerin karşılıklı<br />

değerlerini adâlet ile ölçmek lâzım olur. Eşyânın değerlerini karşılıklı<br />

ölçen şey, altın ile gümüşdür. Ya’nî paradır. Altın ile gümü-<br />

– 163 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!