19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

par, evlere girer. Bunları yapabilmek için tehlükelere atılır.<br />

Bunlar arasında yakalananlar, işkencelere katlanarak, hattâ<br />

mallarını, cânlarını vermeği göze alarak, suç ortaklarını ele vermemeği<br />

şecâ’at sayarlar. Hâlbuki, bu alçaklarda şecâ’atin kokusu<br />

bile yokdur. Şecâ’at sâhibi kimse, aklın ve dînin beğendiği şeyi<br />

yapmak için ortaya atılır. Millete, hükûmete hizmet etmek,<br />

sevâb kazanmak ister. Şecâ’at güzel huyuna kavuşarak, Allahü<br />

teâlânın rızâsına ulaşmağı sever. Kurdun, kaplanın saldırmaları<br />

da bir kahramânın hücûmuna benzer ise de, şecâ’atla alâkaları<br />

yokdur. Kuvvetleri ve yaratılışları îcâbı saldırarak zarar yaparlar.<br />

İyi düşünce ile ve hayr yapmak, sevâb kazanmak için ileri<br />

atılmazlar. Kendilerine dayanamıyan za’îflere hücûm ederler.<br />

Silâhlı ve kuvvetli bir kimsenin, silâhsız, çıplak, aç bir kimseye<br />

saldırması da böyledir. Bu ise, şecâ’at olmaz. Şecâ’at demek, aklı,<br />

fikri ve bilgisi ile saldırmayı uygun görmek, dünyâ kazancını<br />

düşünmeyip, rûhunda şecâ’at iyi huyu bulundurmağı, tehevvür<br />

ve korkaklık kötü huylarından kurtulmağı istemek demekdir.<br />

Böyle kimse, zararlı, çirkin iş işlemekden ise, ölmeği tercîh eder.<br />

Şerefle ölmeği, şerefsiz yaşamakdan üstün tutar. Hayr ile anılmağı,<br />

yüz karası ile yaşamağa değişir. Şecâ’atde, yaralanmak ve<br />

ölmek tehlükeleri olduğu için, önceden tatlı olmıyabilir. Fekat<br />

sonunda, dünyâ ve âhıret kazanclarının ve zaferin lezzeti ile<br />

sonsuz tatlı olur. Hele islâmiyyeti korumak, Resûlullahın parlak<br />

dînini yaymak için can vererek (Şehîd olmak) lezzeti, dünyâ ve<br />

âhıret lezzetlerinin hiç birinde bulunmaz. Nitekim Âl-i İmrân<br />

sûresinin yüzaltmışdokuzuncu âyetinde meâlen, (Allah yolunda<br />

canlarını verenleri ölü sanmayınız! Onlar diridir. Rablerinin<br />

ni’metlerine kavuşmuşlardır) buyurulmuşdur. Şecâ’ati medh<br />

eden hadîs-i şerîfler sayılamıyacak kadar çokdur. Cihâddan kaçmak,<br />

insanı ölümden kurtarmaz. Ömrü uzatmaz. Düşman karşısında<br />

kalmak da, insanı öldürmez, yok etmez. Ecel, ileri ve geri<br />

gitmez. İnsanın ömrü değişmez. Çok olur ki, kaçmak ölüme sebeb<br />

olur. Düşmana karşı dayanmak da, zafere ve selâmete kavuşdurur.<br />

Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü anh” diyor ki, Sıffîn<br />

muhârebesinde kaçmağa niyyet etmişdim. (Sabr eyliyen, belâdan<br />

kurtulur) hadîs-i şerîfi hâtırıma geldi. Sabr etdim, dayandım.<br />

Allaha şükr, kaçmakdan kurtuldum. Bu sabrım sâyesinde<br />

hilâfete kavuşdum.<br />

Şecâ’atin temeli, Allahü teâlânın takdîrine râzı olmak, Ona<br />

tevekkül etmek, Ona güvenmekdir. Allahın arslanı, şecâ’at nehrlerinin<br />

kaynağı, vilâyet bağçesinin gülü olan hazret-i Alî “radıyal-<br />

– 160 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!