19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

müz âlemden başka bir âlem dahâ vardır. Bu âlemde bulunan herşeyin,<br />

orada bir benzeri vardır. Hattâ, orada benim gibi bir İbni Abbâs<br />

vardır).<br />

Tesavvuf mütehassısları “rahime-hümullahü teâlâ” diyor ki, insan<br />

ölünce, rûhu bedenden ayrılır. İnsanın dünyâda iken yapdığı<br />

iyi işleri, îmânı ve güzel ahlâkı, nûrlar, ışıklar, bostanlar, çiçekler,<br />

hûrîler, köşkler, inciler şeklini alırlar. Câhilliği, sapıklığı, kötü huyları<br />

da, ateşler, karanlıklar, akrebler, yılanlar şeklinde görünürler.<br />

Îmânlı ve iyi huylu rûh, ni’metleri Cennetlere kendi götürmekdedir.<br />

Kâfir ve fâsık rûhlar da, ateşleri, azâbları, kendisi birlikde götürür.<br />

Rûh, bu cism âleminde kaldıkca, yüklendiği bu şeyleri anlıyamaz.<br />

Bedene bağlılığı ve cism âlemine dalmış olması, onları anlamasına<br />

mâni’ olur. Rûh, bedenden ayrılınca, bu engeller kalmaz.<br />

O zemân, kendinde bulunan iyi ve kötü yükleri, onlara uygun şekllerde<br />

görmeğe başlar. İnsanın dünyâdaki hâli, bir serhoşa benzer.<br />

Ölmek, serhoşun ayılması demekdir. Serhoşun yanına sevdiği kimseler<br />

toplanır, sevdiği hediyyeler gelirse, yâhud, koynuna akrebler,<br />

yılanlar girerse, hiçbirini duymaz. Ayılınca, bunları görür, anlar.<br />

Bu (Âhıret hâlleri), âlem-i misâl hâlleri gibidir. Sa’deddîn-i Teftâzânî<br />

“rahime-hullahü teâlâ”, (Şerh-i mekâsıd) kitâbında, âlem-i<br />

misâli anlatdıkdan sonra, bunları isbât edecek delîl, sened olmadığından,<br />

hakîkî âlimler, buna ehemmiyyet vermediler diyor. Hakîkî<br />

âlim diyerek, aklın anlayabileceği herşeyi akla kabûl etdirmeğe çalışan<br />

âlimlere işâret etmekdedir. Hâlbuki, akla uyan kimsenin,<br />

kendisi bu âleme kavuşamasa da, bunu, hiç olmazsa, olmıyacak şey<br />

değildir diyerek, red etmemesi lâzımdır. Nitekim, akla uyanların<br />

önderlerinden olan İbni Sînâ, (Olamıyacağı isbât edilemiyen birşeye,<br />

olamaz dememelidir. Çünki, isbât etmeden olamaz demek, anlamadığına<br />

inanmamak gibi, ayb ve kusûrdur) demişdir.<br />

Şihâbüddîn-i Sühreverdî “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki,<br />

(Milyonlarca yıldızın bir araya gelip bir sistem kurduğunu ve her sistemin<br />

boşlukda bozulmadan hareket etdiğini söyliyen astronomi<br />

adamlarının sözlerine, görmeden inanıldığı gibi, tesavvufcuların keşf<br />

etdikleri, bildirdikleri âlem-i misâl ve rûh âlemine de inanmak lâzım<br />

gelir). İnkâr edenlere değil, haber verenlere inanmak doğru olur.<br />

[Aklı olan, fen bilgisinden haberi olan, Allahü teâlânın varlığını ve<br />

birliğini hemen anlar ve isbât eder. Âhırete inanmak, böyle değildir.<br />

Buna, Allahü teâlâ haber verdiği için inanılır.]<br />

İnsanlar dört kısmdır:<br />

1– Peygambere inanır ve buna uyar. Bunlar dünyâda râhat ve<br />

huzûr içinde yaşar. Âhıretde, doğru Cennete gider. Nefsine uya-<br />

– 145 – İslâm Ahlâkı - F:10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!